110 milyon yıldan uzun süredir taşlaşmış olarak kusursuz bir şekilde korunmuş ejderha benzeri bir dinozor, Kanada'daki paleontologlar tarafından açıldı ve bu fosil, daha önce hiç olmadığı kadar inceleme imkanı sunuyor.
National Geographic, zırh kaplı nodosaurun, 3.000 pound'luk bitki yiyen boynuzlu bir canlının kalıntılarının yaklaşık altı yıl önce madencilerin kazara keşfedilmesinin ardından Alberta'da sergilendiğini bildirmişti.
Kaliforniyalı Paleontoloji Müzesi'ndeki fosilin sergilendiği doktora sonrası araştırmacı Caleb Brown dergiye "Elimizde sadece bir iskelet yok," dedi. "Elimizde olduğu gibi bir dinozor var."
Muazzam bir et parçası, nasıl 110 milyon yıl boyunca bozulmadan kalabiliyor?
Açıkçası, zamanı geri alamayız ve öğrenemiyoruz. Ancak, Nodosaur'un yaşadığı ve öldüğü coğrafya bilgisi, bilim insanlarına olası bir senaryo için imkan tanıyor.
Paleontolojist Caleb Brown'a göre, erken-orta Cretaceous döneminde, Alberta çok farklı bir yerdi. Brown, "Meksika Körfezi'nden Kuzey Kutup Okyanusuna uzanan büyük bir iç bölgede deniz sığ ve sıcaktı. Bulduğumuz dinozorların çoğu kıyıların yakınlarındaydılar." diyor.
Ancak bu ölü dinozor, Florida Everglades'e benzeyen bir ortamda yapraklı yeşillikleri ağrıtacak bir kıyı şeridi boyunca bulunamadı. Antik bir deniz yatağının dibinde bulundu. Sığ ve sıcak okyanusta bir süre kaldıktan sonra sıcağın etkisiyle cansız bedenin patlayarak dibe battığı düşünülüyor.
"Dünyadaki en iyi korunmuş dinozorlardan biridir"
Araştırmacılar fosilin olağanüstü korunduğunu ve daha önce görülmemiş bir nodosaur türü olmasının yanısıra Alberta'da bulunan en eski dinozor olduğunu da belirttiler. Korunan cilt ve bağırsak içeriği de bu soyu tükenmiş canlılarda çok değerli ipuçları sağlıyor.
Royal Tyrrell Müzesi'ndeki dinozorların küratörü Donald Henderson, National Geographic'e verdiği demeçte, "Bunu bir zırh için Rosetta Taşı olarak adlandırıyorum" dedi. Son beş yıldır, araştırmacılar inanılmaz yaratıkları ortaya çıkarmak için fosilin çevreleyen kaya üzerinde 7,000 saatten fazla zaman harcadılar.
Günümüzde bile hala dinozor mumyaları bulmaya devam ediyoruz ve bu bulduğumuz mumyaların devamı gelecek mi bilmiyoruz. Fakat bilim insanlarının açık bir arayış içinde olduklarını görebiliyoruz.
