Başlarda büyük bir şüpheyle yaklaşılan ve futbolun temposunu düşüreceği, hata payının kaldırılmasıyla maçların daha sıkıcı hale geleceği gibi fikirler de üretilen VAR sistemi Dünya Kupası ile hayatımıza girdi. Özellikle Fransa - Avustralya maçında 2 atlanan penaltı kararının verilmesine sebep olan sistem adeta maça damga vurdu.
İşin içinde emek, ter ve adaletin sağlanması hisleri olunca olumsuz yönleri şimdiden görmezden gelmeye başlandı. Gelecek sene ülkemizde de kullanılacak olan bu sistem Dünya Kupası tarihinde hep var olsaydı ne olurdu? Hangi trajik anlar nasıl değişirdi? Bugün birkaç örnekle VAR sisteminin olduğu bir ütopyadan söz edeceğiz.
Tanrı'nın Eli
Maradona'nın bariz bir biçimde eliyle ağlara gönderdiği top sonrası yaptığı pişkin açıklamayı bilirsiniz. Gerçi aynı maçta bir gol daha atmıştır ki dünya tarihinin en iyi gollerinden biridir. Yine de VAR gibi bir sistem olsaydı bu söz hiçbir zaman söylenmeyecekti.
Gamal Ghandour Skandalı
İspanya - Güney Kore müsabakası futbol tarihinin en kötü hakem yönetimlerinden birine sahne oldu. Mısırlı hakem İspanya'nın 2 net golünü vermedi ve maç içerisinde alakasız ofsayt kararlarıyla İspanya'yı adeta yaktı. Güney Kore bu maç sonrasında yarı finale çıktı.
Sahtekar Fred
Hırvatistan'ın maç boyu harika bir performans gösterdiği müsabakada, dakikalar 70'i gösterdiğinde Fred kendini yere attı ve hakeme bu pozisyonu yedirdi. Hırvatistan bariz hakkı olan bir maçı rakiplerinin emeğini çalan Fred yüzünden kaybetti.
Lampard'ın Aşırtması
İngilizlerin bariz olarak doğrandığı bir maç daha. Maçı 2-0'dan 2-1'e getiren İngiltere, Lampard'ın topun dibine girerek Neuer'i avladığı şutla 2-2'yi yakalamıştı. Ta ki herkesin gol olduğunu gördüğü pozisyonu saha içerisindeki hakemler göremeyene dek. Bu bariz golü vermeyen hakem İngiltere'yi adeta katletmiş ve sahadan yenik ayrılmasına sebep olmuştu.
