Aslında bu yüze ancak bir anne sevgi besleyebilir ama, 500 milyon yıl önce yaşamış bu doğurgan deniz yaratığının dikkat çekici heykeli, oldukça iyi bilinen bir deniz türüne bütünüyle yeni bir bakış açısı kazandırıyor.
506-492 milyon yıl önce yaşayan bu deniz canlısının adı ‘Agnostus pisiformis’. Bu trilobit benzeri eklem bacaklılar çok sayıda sürüler halinde yaşamış, İngiltere, İskandinavya ve Rusya’da çok miktarda fosilleşmiş izler bırakmışlardır.
‘Earth Science Reviews’de yayınlanan yeni bir çalışmada İsveçli paleontolog ve jeolog Mats E. Eriksson, Agnostus pisiformis’le ilgili bulduğu her şeyi bir araya getirerek, bu canlının en detaylı araştırma çalışmasını oluşturmuş. Bununla da kalmamış, canlının üç boyutlu heykellerini yapması için bir sanatçıyla anlaşma yapmış. Erikkson şimdi bu ‘güzel fosil hayvanı’ sergiliyor.
Erikkson “Şüphesiz güzellik, bakan kişinin gözlerinde saklıdır. Bana göre bu canlı, bir çok sebeten ötürü güze bir canlı. Anatomik yapısını seviyorum bu hayvanın. Fakat benim nazarımda güzel olmasının sebebi, uzun geçmişi, çetrefilli araştırma tarihi ve uygulanabilirliğiyle ilgili. Üstelik hususi olarak korunmuş bir materyalin anatomisinin incelenmek üzere gözlerimizin önünde olmasından daha iyi ne olabilir?”
Bilim insanlarının Agnostus pisiformis’ten yüzyıllarca haberi olmamış. İlk olarak 1729 yılında İsveç’li bilim adamı Magnus von Bromell tarafından literatüre geçen deniz canlısının tuhaf uzantıları, ‘küçük tokmak benzeri solucanlar’ olarak adlandırılmış.
Canlının sahip olduğu dış yüzeyde bulunan iki kabuk, ve aynı zamanda iç dokusunun yumuşaklığı Danimarkalı sanatçı ve tasarımcı Esben Horn’un ayrıntılı heykelcikler ortaya koymasını sağlayan yegane faktörler. Yetişkin bir A. Pisiformis’in boyu sadece bir santim kadar olmasına rağmen Horn’un yaptığı yontmalarda bu ölçü büyütülerek yansıtılmış ve böylece detaylar net bir şekilde ortaya çıkmış.
Lund Üniversitesi’nden bir profesör heykellerle ilgili olarak şöyle diyor: “Heykeller olağanüstü şekilde büyütülerek hayvanın tüm anatomisi, çıkıntılarından antenine kadar en ince ayrıntısına kadar ortaya konmuş. Detayların bu denli yüksek derecede korunmuş olması, biz bilim insanları için hayvanın tüm anatomisini kavrayarak ekolojisini ve yaşam evresini tespit etmede oldukça yardımcı oluyor.”
