Neandertallerin dişlerini fırçalamamış olması sürpriz değil. Gidecekleri bir diş hekimi olduğunu da sanmıyoruz. Bu, yiyecek artıklarının ve mikropların dişlerine sıkışmış oldukları anlamına gelir. Hijyen için o iyi olmasa da, diş plakları Neanderthal yaşam tarzı hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isteyen bilim insanları için mükemmel bir kaynak.
Araştırmacılar için fosil kayıtlarında bolca Neandertal dişi ve çenesi mevcut. Liverpool Üniversitesi'nde arkeolog olan Keith Dobney, "Elimizde komple çeneler var; dişlerimiz de bozulmamış durumda. Yani yeterli kaynağa sahibiz.” ifadelerini kullanıyor.
O ve meslektaşları, Neandertal diş plakları üzerinde yoğun çalışmalar yürütüyor. Gerekli verileri elde etmek için Neandertallerin dişlerinde bulunan DNA'lar analiz edildi. Yaklaşık 50.000 yıl önce Avrupa'da yaşayan üç Neandertalin diş plakları incelendi. İlk örnek Belçika'daki bir mağaradan, diğerleri ise İspanya'daki El Sidrón mağarasından gelmişti.
Belçikalı bireyin tam bir et canavarı olduğu ortaya çıktı. Dişlerinin arasında yabani koyuların yanı sıra gerdedan DNA'sına rastlandı. Söz konusu mağarada ren geyiği, mamut ve at iskeletleri de mevcut.
Asıl sürpriz ise İspanya'dan geldi. Diş plakasındaki DNA'ya göre, İspanya'daki bir Neandertal hiç et yememiş. Araştırma grubundan Scott Weyrich, "Dişlerinin arasında çam fıstığı, yosun, ağaç kabuğu ve mantar gibi şeyler bulduk. Bu, gerçek bir vejetaryen bir diyetin göstergesi." açıklamasında bulundu.
Ancak beş parmağın beşi bir değil. İspanya'dan gelen bazı örnekler, yamyamlık üzerine tüyler ürpertici kanıtlar içeriyor. Bir Neandertalin dişlerinin arasında insan etine rastlandı. Aynı mağarada yaşayan iki varlığın bu kadar farklı olmasına inanmak güç. Neyse ki bu eylem nadiren gerçekleşmiş zira mağaradaki çoğu insan kemiği bıçakla derilerinden ayrılmamış ve üstlerinde de diş izi yok.
Daha da garip bir bulgu var. Neandertallerin, insan atalarımız ile birlikte olduğuna dair veriler saptandı. Zira dişlerdeki taşlaşmış yapıların altındaki DNA'lar da insan genomuna rastlandı. Üstelik insanlarda görünen bir patojen olan Microsporidia da kanıtlar arasında yer alıp hipotezi güçlendirdi.
