Oklahoma Üniversitesi'nden astrofizikçiler 'mikrolensleme' adı verilen bir teknikle Samanyolu galaksisinin ötesinde bulunan gezegenlerin varlığını doğruladılar. Üstelik bir ya da iki tane değil, çok sayıda gezegen olduğunu tahmin eden ekip, RX J1131-1231 adlı galakside yer alan bu gezegenlerin büyüklüklerinin Ay ile Jüpiter büyüklükleri arasında değiştiğini belirtiyorlar.
Araştırmadan elde edilen bulgular, Astrophysical Journal Letters adlı dergide yayınlandı. Yukarıdaki resim, çevresi dört kuasarla çevrili bir galaksinin merkezini gösteriyor. Bu merkezi kırmızı noktada bir kaç trilyon gezegen bulunduğu tahmin ediliyor.
Üstelik bu gezegenlerin alışılmış güneş sisteminde olduğu gibi bir yıldızın etrafında dönmedikleri, galaksinin derinliklerinde gelişigüzel hareket ettikleri görülüyor.
Profesör Xinyu Dai, "Bu keşif bizi oldukça heyecanlandırıyor. Galaksimiz dışında gezegen varlığına dair yapılan ilk keşif bu. Bu küçük gezegenler, mirolensleme tekniğiyle yaptığımız gözlemde işaretleme yapmayı kolaylaştıracak en iyi adaylar" dedi.
Einstein'ın teorisine göre astronomlar, yıldızların çekim gücünü kullanarak mikrolensleme tekniğiyle uzak gezegenleri gözlemleyebilirlerdi. "Ön planda yer alan bir yıldız bizimle arka planda yer alan bir başka yıldızın arasından geçtiğinde, çekimsel mikrolensleme tekniği, Einstein halkası olarak adlandırdığımız mükemmel bir dairesel halka oluşumuna neden olur" diyor Embry-Riddle Aeronautical Üniversitesi'nden Terry Oswalt.
Yıldız gibi devasa kütleye sahip cisimler çevrelerindeki uzayı bükerek, uzak bir nesneden gelen ışığın da bu bükülen uzayda bükülmesine neden olur ve böylece etki şiddetinde artış meydana gelir.
NASA'nin Chandray -Ray Gözlemevi'nin yaptığı gözlemleri kullanan astrofizikçiler, bu sonuçları Supercomputing Center'da analize tabi tutarak, mikrolensleme tekniğini ilk olarak Samanyolu dışındaki galaksiler için kullanmış oldular. Mikrolensleme tekniği daha önce Samanyolu'nda yer alan binlerce gezegen için kullanılmıştı ama bu keşifle birlikte bir çığır açılmış oluyor.
