Hollywood, son dönemlerde sektör içindeki taciz vakaları ile sarsılıyor. Birçok ünlü kadın oyuncu, yaptığı açıklamalar ile çalışma hayatları boyunca defalarca sözlü ve cinsel tacize maruz kaldıklarını açıkladılar ve bu açıklamalar bir hareket başlattı: Time's Up.
Bu hareket sayesinde birçok yapımcı, yönetmen, aktör ve senariste sırt çevrildi. Ancak yapılan kritik bir araştırma, kadına yönelik ayrımcılıkların sinema sektörünün her alanında devam ettiğini gösteriyor. Kadın oyuncular filmlerde o kadar az konuşturuluyor ki, kimi filmlerde kadın sesi duyulmuyor bile. Yüzüklerin Efendisi, Schindler'in Listesi gibi kült filmlerde, kadın sesi neredeyse yok.
1991 - 2016 seneleri arasında, 'En İyi Film' ödülünü alan filmlerin tümünde, erkek oyuncuların konuşmaları ön planda. Kadınların replik oranları o kadar az ki, çoğu filmde 100 kelimeden fazla konuşan kadın oyuncu neredeyse yok. Kadından yalnızca ekranda güzel görünmesini bekleyen bu anlayış, 'kadın üzerine' eğilen filmlerde dahi kendini gösteriyor. Disney'in ana karakteri kadın olan animasyonlarında da durum bu. Araştırmanın ortaya koyduğu bir diğer veri ise, kadınlar yaşlandıkça, aldıkları rol sayısı ve replik sayıları azalırken, erkeklerde bu oranda herhangi bir değişiklik olmadığı yönünde.
Ülkemizde ve dünyanın her yerinde, hiçbir kadın artık susmak istemiyor. Önemsiz görünen birçok ayrıntı, kadınları daha bastırılmış ve daha ezilmiş hale getiriyor. Bu senenin En İyi Kadın Oyuncu Oscarı'nı alan Frances McDormand ise, tüm bu fırsat eşitsizliklerine dikkat çekmek için, ödülünü kabul ederken salondaki tüm kadınları ayağa kalkmaya davet etti ve ödülü onlar için aldığını belirtti.
