Mısırlı yetkililer dün yaptıkları açıklamada, Kahire’de bulunan Dra’ Abu el-Naga kabristanındaki iki lahitin çıkarıldığını bildirdiler. Milattan önce 1550-1292 yıllarına ait oldukları düşünülen lahitlerin, şu anda UNESCO’nun dünya miras sit alanı olan, ‘Thebes’ adlı antik başkentte görevli memurlara ait oldukları düşünülüyor.
Alman Ejiptolojist (Mısır’da araştırma yapan arkeolog) Friederike Kampp-Seyfried’in 1990’lı yıllarda inceleyerek numaralandırdığı lahitlerden o zamanlar ‘Kampp 161’ olarak bilineni bugüne kadar hiç açılmamış, Kampp 150 olarak adlandırılan lahitin ise girişine kadar kazı yapılmıştı. Bu lahitler yakın bir zamanda Mısırlı arkeologlar tarafından yeniden keşfedilerek, kazıldı.
Lahitlerin içerisinde gömülü olan yetkililerin kim oldukları bilinmiyor zira lahitte yatanların isimlerini içeren herhangi bir yazmaya rastlanmadı. Geçtiğimiz Nisan ayında 18. Hanedanlık döneminde yaşamış Userhat adlı bir yüksek mahkeme hakiminin de aynı kabristanda mezarı bulunmuştu.
Bölgede bulunan diğer mezarların mimari yapıları ve stilleriyle kıyaslandığında, Kampp 161’in II. Amenhotep ya da IV. Thutmose hükümdarlığı dönemlerine ait olabileceği düşünülüyor. Bu itibarla yaklaşık 3.400 yıl öncesine ait oldukları zannediliyor. Mezarın batı bölgesindeki duvarında mezar içerisinde yatan kişi ve eşine bir takım ikramların yapıldığını gösteren figürlerle birlikte, bir ev yemeği olduğu düşünülen sosyal etkinliği tasvir eden özenle yapılmış figürler de yer alıyor. Lahit içerisinde tahta cenaze maskeleri, mobilya kalıntıları ve süslü tabutlar da bulundu.
İçerisinde bulunan kartuşa dayanılarak yapılan tahminlere göre Kamp 150’nin büyük ihtimalle Kamp 161’den yaklaşık yüz yıl kadar önce hüküm süren Thutmose I dönemine ait olduğu düşünülüyor. Lahit üzerinde herhangi bir isim bulunmamakla birlikte, lahitin bulunduğu avluda Maati isimli bir yazar ve karısı Mohi’nin adlarının bulunduğu çok sayıda cenaze damgaları bulundu. Bu damgalar, lahit içerisinde bulunan kişinin kimliği hakkında ip uçları sağlayabilir. Arkeologlar lahit içerisinde renkli tahta heykeller, cenaze maskeleri ve ketene sarılmış bir mumya buldular.
Bölgede yapılan arkeolojik çalışmaların büyük bölümü yabancı arkeologlar tarafından yürütülmüş olmakla birlikte Antikalar Bakanlığı’nın bir görevlisinin ifadesine göre, son bulunan lahitlerin Mısırlı arkeologlar tarafından keşfedilmeleri, yerel arkeologların profesyonellik ve uzmanlıklarının gelişmekte olduğuna işaret ediyor.
