NASA, Jüpiter’in 39 Yıldır Çözülemeyen Gizemini Açığa Çıkardı!

27
6
2
0
0
Güneş Sistemi’nin en büyük üyesi olan gaz devi Jüpiter, son derece vahşi bir atmosfere sahip. Bundan 39 yıl önce ilk defa gözlemlenen şimşek fırtınalarının gizemi, hala gezegenin görüngesinde görev yapan Juno uzay aracı tarafından aydınlatıldı.

Eğer komşu gezegenlerimiz arasında yaşama en elverişsiz ortam hangisi diye soracak olursanız, Jüpiter’e bakmanızı tavsiye ederiz. Atmosferindeki en büyük fırtınanın içine birkaç Dünya’nın sığdığı bu dev gezegen, adını Roma mitolojisinin Zeus’u olan Jüpiter’den almayı hak ediyor. 

Voyager 1 uzay aracı bundan 39 yıl önce Jüpiter’in yanından geçerken, ilk kez günümüze kadar nedenini merak edeceğimiz bir fenomeni gözlemledi.

Jüpiter’in yüzeyinde adeta mitoloji tanrıların savaşı vardı:

Bu şimşeklerin ve fırtınaların neden Jüpiter’i böylesine büyük bir cehenneme çevirdiği her zaman merak edildi. Elde edilen veriler, Jüpiter’deki şimşeklerin ürettiği radyo sinyalleriyle, Dünya’daki şimşeklerin radyo sinyallerinin eş değer olmadığını kanıtlamıştı. Bugün Nature dergisinde yayınlanan yeni bir makale, NASA’nınn Juno misyonu sayesinde çözülen şimşek gizemini konu alıyordu. 

NASA yetkilisi Shannon Brown, "Hangi gezegende olursanız olun, yıldırımlar radyo vericileri gibi hareket ediyorlar, gökyüzüne doğru akarken radyo dalgaları gönderiyorlar. Juno oraya ulaşana kadar, çeşitli uzay araçları (Voyager 1 ve 2, Galileo, Cassini) tarafından kaydedilen tüm yıldırım sinyalleri, megahertz aralığında bir sinyal olmalarına rağmen görsel tespitlere kilohertz aralığında sınırlıydılar. Bunu açıklamak için hiçbir teoriyi kullanamıyorduk.” açıklamasında bulundu. 

4 Temmuz 2016'dan bu yana Jüpiter’in yörüngesinde bulunan Juno, son derece hassas cihazlardan oluşan ekipmanları, geniş bir frekans aralığında gaz devinin emisyonlarını kaydeden Mikrodalga Radyometre Aleti (MWR) gibi donanımlara sahip.

Brown, "İlk sekiz dalışından elde edilen verilere göre Juno'nun MWR cihazı 377 yıldırım tespit etti, kayıtlarını megahertz - gigahertz aralığında yaptı. Bu da karasal yıldırımlar karşılaşacağımız bir durumdur.” dedi. Yani Jüpiter’in gazdan ibaret olmadığını anlıyoruz. 

Jüpiter’deki yıldırımların Dünya’dakilere benzedikleri görüşü, son araştırmanın sunduğu verilerle yıkıldı. Her iki gezegendeki yıldırım ve şimşekler, birbirlerinden son derece farklılar. Brown, "Jüpiter'in kutuplarının çevresinde çok fazla aktivite var ama ekvatorunun yakınında yok. Tropik iklimlerde yaşayan herkese sorabilirsiniz, bu gezegenimiz için geçerli değildir." diyor. 

Şimşek fırtınaları Dünya’da ekvatora yakınken neden Jüpiter’de durum farklı?

Dünya, güneş ışınlarını ekvator bölgesinden dik bir açıyla aldığı için, sıcak ve nemli hava konveksiyon yoluyla ekvator bölgelerinde yoğunlaşır. Bu da yıldırımları üreten gök gürültü fırtınalara neden olur. 

Jüpiter’in yörüngesi Dünya’ya kıyasla 5 kat daha uzundu. Bir başka deyişle Jüpiter, 25 kat daha az güneş ışığı alır. Ayrıca Jüpiter’in atmosferindeki sıcaklığın büyük kaynağı Dünya’dakinin aksine kendi iç sıcaklığından gelir. Böylece ekvatoru, güneş ışınlarının da etkisiyle kutuplarından daha sıcak olur, tıpkı Dünya’daki gibi.

Bilim insanları, Jüpiter'in ekvatorundaki bu ısınmanın üst atmosferdeki stabilite etkisiyle açıklarlar. Bir bakıma alt atmosferdeki sıcak havanın yükselmesi önleniyor. Bazı bölgelerde iç atmosferdeki sıcak hava, dış atmosfere çıkışlar yapar, bu da şimşeklerin ve yıldırımların oluşmaları için uygun şartları yaratır. Bu kadarı yetmediyse bir sorun daha var: Jüpiter’in kuzey kutbundaki şimşek miktarı güney kutbundakinden çok daha fazla. Peki neden?

NASA'nın Juno uzay aracı, 16 Temmuz'da Jüpiter'in gizemli bulutlarına 13. dalışını gerçekleştirdiğinde bu sorunun cevabı aranacak.


 

Kaynak : https://phys.org/news/2018-06-juno-year-mystery-jupiter-lightning.html
27
6
2
0
0
Emoji İle Tepki Ver
27
6
2
0
0