Richard K. Morgan'ın 2002 yılında yazdığı aynı adlı cyberpunk romanından uyarlanan dizinin fragmanı ilk bakışta bizi ünl Hollywood kült bilim-kurgularına götürüyor. Hafiften bir Blade Runner havası da olan dizi oldukça etkileyici görünüyor. Dizinin uyarlandığı Morgan'ın kitabındaki gelecek öngörüsüne göre, insanlar anılarını ve kişiliklerini dijital olarak "korteks yığını" na kopyalayabilir ve onları bir cihaz üzerine yerleştirebilir.
Yine neredeyse her cyberpunk eserinde olduğu gibi toplumun büyük çoğunluğu için karanlık bir gelecek tasavvurunun yapıldığı dizide, özellikle zenginler ve ünlüler beden değiştirerek ölümsüz olmaya çalışmaktadır. Morgan'ın romanında, Takeshi Kovacs adlı bir ölü asker ( Suicide Squad'ın Joel Kinnaman'ı) yüzyıllar sonra hayata tekrar döndürülüyor. Dünyanın en zengin adamı olan Laurens Bancroft (Antonio Marziale), bu yeni doğan asker için, önceki bedenini öldüren katilin peşine düşmesi görevini veriyor.
Kovacs daha sonra yani davayı ele alışı sırasında bazı olayların kendi geçmişiyle alakalı olabileceğini anlamaya başlar. Yukarıda da belirttiğimiz gibi ağır bir cyberpunk eseri olan dizi, 82 yapımı Blade Runner'ı ve konu itibariyle de hafiften 93 yapımı Demolition Man'i anımsatıyor.
