Almanya Yüksek Federal Mahkemesi, uzunca bir süredir tarafları Facebook ve evladını kaybeden bir aile olan davayı görüyordu. 2012 yılında tren çarpması sonucunda henüz 15 yaşındayken hayatını kaybeden L.W'nin ailesi, evlatlarının Facebook mesajlarına bakmak istiyordu.
L.W'nin mail adresine ve şifresine erişim sağlayamayan aile, bu erişimi Facebook'tan istedi ve reddedildi. Bunun üzerine durumu mahkemeye taşıyan aile, çocuklarının intihara meyilli olup olmadığını görmek istediklerini ve buna hakları olduğunu iddia etti.
Facebook ise çocuğun vefatının ardından hesabı 'anıtlaştırılmış hesap' haline getirmiş ve verilere olan erişimi kaldırmıştı. Uzun süredir devam eden dava sonuçlandı ve mahkeme, ailenin verilere erişme hakkına sahip olduğuna hükmetti. Davayı gören hakim, Facebook mesajlarının, vefat eden kişiden kalan mektup ve anılar gibi değerlendirilebileceğine ve Facebook'u verileri aileyle paylaşmasına karar verdi.
Business Insider'a konuşan Facebook yetkilisi ise davanın sonucuyla ilgili şunları söyledi: "Aileyle empati kuruyoruz ve verilen karara saygılıyız. Buna rağmen bu karara katılmamız mümkün değil. Facebook, kişisel tecrübelerin paylaşıldığı ve özel hayata saygı gösterilmesi gereken bir platformdur. Biz de bu verilerin korunmasını sağlamalıyız."
Cambridge skandalıyla milyonlarca kişinin verisini başkalarına satan Facebook için biraz iddialı sözler bunlar. Elbette ki işin ahlaki tarafı tartışmaya açık. Nihayetinde acılı bir ailenin evladına dair bir isteği böylece gerçekleşmiş olacak ama bir yandan da yaşıyor olsa bu mesajların okunmasını istemeyecek bir gencin hakları çiğnenecek. Oldukça çetrefilli ve karar vermesi güç bir durum.
