Arka bahçelerine aldıkları ucuz teleskopları kullanıp ufuklara göz gezdirenlerden tutun yüksek eğitimli bilim insanlarına kadar tüm insanlık, dünya dışında yaşam arayışı içerisindedir. Buna evrenin muazzam boyutlarda olduğu gerçeğini de eklersek ihtimallerin sayısını ifade etmek için trilyon kelimesi yetersiz kalıyor. Bu olasılık ise eğer bir yaşamın varlığı mümkünse, şimdiye kadar onu keşfetmemiz gerektiğini gösteriyor ya da yakında keşfedeceğimizi... Ayrıca evrende yalnız olduğumuza dair karşıt görüşlerin de elle tutulur kanıtları bulunmuyor.
Astronom Chris Impey'ye göre, Dünya'nın ötesinde yaşam arayışı yakında sonuç verebilir. Kendisiyle yapılan bir röportajın detayları, bu görüşünün dayandığı mantıklı gerekçeleri ortaya koyuyor. Impey, 20 yıldan daha kısa bir süre içerisinde aradığımız şeyi bulacağıma inanıyor ve bu yaşamın mikrobiyal boyutta olacağına kesin gözüyle bakıyor.
Impey, akıllı yaşamın bize yakın bölgelerde olduğu konusunda ise şüpheci bir tavra sahip. Arama yaptığımız yerlerin iyi seçilmesi gerektiğini belirtiyor. Kendisi Kızıl Gezegen Mars’ta olası yaşam ihtimalini göz ardı etmiyor ve ekliyor: “Mars’ta yaşam varsa mutlaka yüzeyinin altındadır. Gezegenin geçmişi artık eskisi kadar karanlık değil ve onun Dünya’ya benzer evreler yaşamış bir yer olduğunu biliyoruz.”
Uzmana göre Jüpiter’in sıvı halde madde barındıran uydusu Europa ile birlikte güneş sistemimizdeki diğer bölgeler de potansiyel hayatı barındırabilirler. Gelecekte yapılacak olan görevlerin, söz konusu sıvı barındıran bölgelerdeki yaşam hakkında olumlu sonuç vermesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca araştırmaların daha önce uzaklarda keşfedilen birçok sıra dışı dünya (exo-planet) için de genişletilmesi gerektiği görüşünde.
Özellikle James Web Uzay Teleskobu gibi gelişmiş teknolojiler, araştırmaları doğru hedeflere yönlendirebilirler. Impey açıklamalarına şu şekilde devam ediyor: “Araştırmalarımız öncelikle bize yakın ve kraterli gezegenlerden başlamalıdır. Buralarda yok olmuş, silinmiş yaşamların izlerini bulmak tarihin akışını değiştirecektir.”
Life 2017
Bu noktada akıllara bu yıl çıkan Life filmi geliyor. Yapım, Mars yüzeyinden alınan toprak örneklerinin Uluslararası Uzay İstasyonu’undaki ekip tarafından incelenmesi ve tek hücreli fakat gelişmiş bir canlının keşfedilmesini konu alıyor. Yeri gelmişken, izlemenizi tavsiye ederim.
Eğer Impey bu görüşlerinde gerçekten haklıysa ve insanlık akıllı olmayan mikroskobik yabancı yaşamlar keşfederse, tarihin akışı gerçekten değişir ve en azından evrende yalnız olduğumuza dair görüşler yok edilir. Bu aşamadan sonraki arayış ve çabamız daha ötesi için şekillenir ve insanlık olarak yepyeni ufuklara yelken açabiliriz. Teknolojimizdeki çarpıcı ilerlemeler de bizi bu ihtimallere doğru dönüşü olmayan bir yola sokuyor.
