ABD'nin Donald Trump'ın kararı doğrultusunda çekildiği Paris İklim Anlaşması ülke için gelecekte kötü sonuçlar doğurabilir. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Twitter hesabından Trump'ın seçim sloganı olan "Amerika'yı Yeniden Yüceltin" sözüne atıfta bulunarak, "Gezegenimizi Yeniden Yüceltin" mesajını paylaşmasıyla başlayan bilim insanlarını iklim konusunda çalışmalar yapmak için Fransa'ya çağırma kampanyası ilk meyvelerini vermeye başladı. Fransa tarafından yapılan resmi açıklamaya göre ilk uluslararası bilim adamları grubu ülkeye geldi. Şaşırtıcı olan ise Fransa'ya gelen 18 bilim insanının 13'ünün ABD'den gelmesi oldu.
Bu tablo, ABD'nin giderek iklim bilimcilerinin çalışmalarına düşman olduğunu düşündüğü bir ülke haline geldiğinin bir işareti olarak yorumlanırken bir süpriz olmadığı da belirtiliyor. Zira Trump'ın ABD'de çalışan uluslararası araştırmacıların yaşamlarının ve mesleklerinin istikrarını bozan seyahat yasağı sonrasında, tepkiler giderek artmaya başlamıştı.
Uzmanlar, daha önce, özellikle uzun yıllardır, ülkelerinde araştırmalarını yapamayan İranlı bilim insanlarının ABD'de eğitim almayı ve çalışmayı istediklerini ancak şimdi bu tablonun tersine dönebileceğini belirtti. Fransa'nın ABD'nin önde gelen birçok bilim insanını ülkesine getirmesinin yakın zamanda beyin göçünün merkezi olan ABD'yi gerilere atacağınının sinyalleri olarak gösterildi.
Burada bir diğer önemli nokta ise her zaman bilimsel anlamda bir ilericilik atfedilen ABD'ye yönelik olarak yine Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un çağrısı görülüyor. Macron, bilim adamlarının "obscurantizm"den (gericilik) uzak iklim araştırmaları yapabileceğini vaat eden bir açıklamayla ABD'ye bilimsel bir gericilik damgası vurmuştu.
ABD'nin anlaşmasından çekilmesiyle kurulan " Bizim Gezegenimizi Yeniden Yaratın " inisiyatifi, Science'a göre , her biri 1,5 milyon avroya kadar 3 ila 5 yıllık hibeler sunan bu programla, 1,800 bilim insanını Fransa'ya çekti. Daha sonra bu binlerce bilim insanı arasından 18'i seçildi.
Tarih boyunca birçok ülke beyin göçü nedeniyle entellektüellerini ve bilim insanlarını diğer ülkelere kaptırdı. Soğuk savaş döneminde bu durum hem ABD için hem SSCB için yaşandı. Daha öncesinde Nazi yönetimindeki Almanya için böyle bir durum geçerliydi. İran'da devrim sonrası meydana gelen sahne beyin göçü olarak öne çıkıyordu. 1980 darbesinde ve nispeten günümüzde ülkemizin yaşadığı büyük entellektüel kayıplar da beyin göçü tarifinin tam ortasında duruyor. Ve Trump sayesinde bu durum ABD'nin de başına gelebilir ve bilimsel ilerlemenin merkezi yeniden Avrupa'ya kayabilir.
