Antropoloji insanların bugüne nasıl geldiğinin öğrenilmesi açısından kilit bir bilim dalı olarak öne çıkıyor. Bununla birlikte yıllardır süren çalışmalara rağmen eski atalarımızın tam olarak neler yaptığına ilişkin net bulgular elde edemiyoruz. Eski eserler, duvar resimleri ve kemikler bu anlamda oldukça önemli bir yer tutuyor.
İnsanlar Amerika'ya İlk Nasıl Gitti?
Cambridge Üniversitesi Arkeoloji ve Antropoloji Bölümü tarafından yapılan bir açıklama tarihin akışıyla ilgili yeni gelişmeleri ortaya çıkartabilir. Öyle yapılan araştırmaya göre bilinen tarih öncesinde yaşayan kadınların erkeklere nazaran daha ağır işlerde çalıştıkları ortaya çıktı. Bu durumun nasıl anlaşıldığıyla ilgili açıklamalarda bulunan araştırmacılardan Alison Macintosh, kemiklerin canlı birer doku olduğunu belirterek bedenlerimizin çektiği zorluklara tepki verdiklerini söyledi. Alison, fiziksel ve kas aktivitelerinin kemiğe gerginlik getirdiğini ve bu durumun tekrarlanmasıyla birlikte kemiğin uyum sağlamak için eğilme, kalınlaşma ve yoğunlaşma gibi tepkiler verdiğini söyledi.
Araştırmacılar, önceki araştırmalarda kadın kemiklerini yalnızca çağdaş erkek kemikleriyle karşılaştır. Ancak bu bir problem teşkil ediyor çünkü erkek kemikleri fiziksel zorluklara kadınlardan daha hızlı ve çok tepki veriyor. Bundan dolayı gözlemlenmesi daha belirgin bir şekilde gerçekleştirilebiliyor.
Beyinlerimiz Neden Bu Kadar Büyük ve Ağır?
Bununla birlikte, tarih öncesi kadınların kemiklerinin yaşayan kadın atletlerin kemikleriyle karşılaştırılması, tarih öncesi kadınların aktiviteleriyle ilgili daha net bilgiler verebilir. Buna bağlı olarak Macintosh , "Düzenli fiziksel egzersizleri bilinen canlıların kemik özelliklerini analiz ederek ve onları eski kemiklerin özellikleriyle karşılaştırarak atalarımızın tarih öncesi gerçekleştirdiği emeğin çeşitlerini anlamaya başlayabiliriz" ifadelerini kullandı.
Macintosh ve ekibi tarih öncesi kadınları araştırmadan önce, kol ve bacakları analiz etmek için üniversitenin kürek ve koşu takımlarından gönüllülerin tomografig incelemelerini yaptı. Akabinde, Neolitik, Bronz Çağı, Demir Çağı ve Ortaçağ'dan gelen 89 kaval kemiği ve 78 omuz örneğini inceledi ve bunların modelini oluşturmak için 3B lazer görüntüleyici ve slikon kaplama kullandılar.
Buldukları şey, kadınların bacak gücünün binlerce yıldır pek değişmediği, kollarda büyük değişimler olduğuydu. Araştırmacılar tarafından modellenen Neolitik kadınlar, modern kürekçilere göre% 11-16 daha güçlü ve sporcularınkinden yüzde 30 daha güçlü bir kol kuvvetine sahip çıktı. Bronz Çağı kadın kolları, kürekçilerinkinden yüzde 9-13 daha güçlü idi.
Hangi aktivitelerin bu denli güçlü kollara sebep olduğunu anlamak elbette zor ancak günde 5 saat süren taşla tahıl öğütme gibi işlerin sebep olabileceği düşünülüyor. Bilindiği üzere bu yöntem anadolu da 50-60 sene öncesinde dahi hala kullanılıyordu. Araştırmacılar, tahıl öğütme taşlarının kürek çekme etkisi yapabileceğini belirttiler. Elbette bu kadınların başka yapacakları görevlerde bulunuyordu.
