Neden Twitter’a rakip oluyor, böyle sayısız ufak tefek girişim varken neden Mastadon? gibi sorulara başlamadan yanıt verelim:
- Hiçbir sosyal medya mecrasının üçücü parti istemcisi gibi çalışmıyor. Yani bağımsız.
- Neo-nazi gibi ayrımcılık ve ırkçılık taraftarı olmak kesinlikle yasaklanmış.
- Twitter’dan çok daha iyi gizlilik denetimleri var.
- 140 karakter değil 500 karakter! “Tweet” yok “toots” var.
- Reklam veya herhangi bir ücret yok ve tamamen açık kaynak.
- Kullanışlı ve tertemiz bir arayüzü var: GIF desteği bulunuyor.
Son olarak bu haberi dikkat çekmek ya da viral oluşturmak için yapmadık. Cidden çok hoş bir platform olmuş ve oldukça minimal bir tasarıma sahip.
Twitter şirket olarak böyle hareketleri pek sevmez, ya ellerinden kapıverir ya da reddemeyeceği bir teklifle gider karşısına. Her neyse platformun kurucusu arkadaşımız, Almanya’da yaşayan 24 yaşındaki Eugen Rochko. Herhangi bir reklam veya para kazanma hedefinin olmadığını dile getiriyor. Platformun finansmanı için ise ayda 800 dolarlık (yaklaşık 3000 TL’lik) bir hedef koymuş ve bunu kullanıcılarının bağışlarıyla yapıyor. Ne güzel bir hareket!
Ayrıca artık dev bir firma olan Twitter gibi farklı otoriteler tarafından baskı altında bulunmuyor. Yani iş toplumsal olarak hassas noktalara gitmedikçe (ki Mastadon çok duyarlı) politik baskılar alması, yönetim kurulu olmadığı için feshedilmesi imkansız.
Mastodon kullanıcıları, Twitter 140 karakterine sahip tweetlerine kıyasla 500 karaktere sahip “toots” gönderebilirler. Ana sayfa akışınızı Twitter’a göre isteğinize daha uygun olarak şekillendirebiliyorsunuz.
Ayrıca kötü bir içerik gördüğünüz zaman “içerik uyarsı” şeklinde etiketleyerek onun diğer kullanıcılar tarafından hemen görülmesini engelliyorsunuz. Bu Twitter’ın uzun zamandır üzerinde çalıştığı hassas içerik politikasının varacağı son noktadan daha iyi gözüküyor. Zira o konuda Twitter’dan umudu kestik.
Girişte göreceğiniz farklı amaçlarla açılmış birçok sunucu arasında tek profille gezinti yapabiliyorsunuz. Takip ettiğiniz kişileri farklı sunuculardan da görebiliyorsunuz. Bu konu hakkında Rochko şunları söylüyor: "Farklı sunucular var. Kullanıcıların birinde bir hesabı var, ancak hesaplarının nerede olursa olsun birbirleriyle etkileşim kurabiliyor ve birbirlerini takip edebiliyorlar."
Böylece hakkında söz söylemek istediğiniz konuların döndüğü yerlere öncelik vermeniz daha kolay oluyor ve bunu yaparken işin özünden uzaklaşmayıp takipçilerinizle iletişime devam edebiliyorsunuz.
Peki neden farklı sunucular? Birincisi, eğer maliyetler bir grup gönüllü sayesinde karşılanıyorsa, ticari olmayan bir girişim olması sebebiyle çalışma prensibini kolaylaştırıyor. Ayrıca birisi sıkılır ve bir sunucuyu yönetmeyi bırakırsa, tüm ekosistem onunla birlikte çökmüyor, yerine yenileri ekleniyor ve ana gemi Mastadon ayakta kalmaya devam ediyor.
Denemek isteyenleriniz için Mastadon şurada. Henüz Türkçe desteği yok ve muhtemelen ülkemizden bağış alınmadığı sürece gelmesi zor. Ancak yeteri kadar ilgi çekerse neden olmasın?
