Fotoğrafçılık dünyasında yaşanan bir sorun daha bugün çözüldü. En pahalı, detayın dibine kadar düşünülmüş lenslerde bile yaşanan netlik sorunu artık çözüme kavuştu. Sorunu kısaca anlatmak gerekirse: bir fotoğraf karesinin merkezi olabildiğine net olabilir, ancak kenarlarında her zaman bir bulanıklık mevcut olur.
Kağıt üzerinde kavisli bir cam, mercek içinden geçen tüm ışık ışınlarını odak noktası olarak bilinen tek bir hedefe yönlendirebilir. Ancak gerçek dünyada hiç de bu şekilde çalışmaz. Mercek boyunca ışık kırılmalarındaki farklılıkların yanı sıra şekil ve kullanılan materyal bu ışık ışınlarının bir kısmını, özellikle de kenarlardan girenleri hedefinden uzaklaştırır. Bu, küresel sapma olarak bilinen bir olaydır ve ne Newton ne Diocles bunun üstesinden gelebildiler.
Günümüzde tasarımda ve üretimde yapılan gelişmeler, lens üretim tekniklerinin mükemmel netlikte fotoğraflar çıkarmak için ne kadar geliştiğini göstermekteler. En önemli tekniklerden biri de küresel olmayan merceklerin kullanılması. Böylece küresel sapmaya bir karşılık veriliyor ve ışınlar hedeflerine daha iyi doğrulukta ulaşıyor. Bu mercekler tam küre şekline sahip değiller. Ayrıca mercek üreticilerinin her ürün için farklı bir küresel olmayan mercek ile ortaya çıkmaları gerektiğinden, üretimi ve tasarımı oldukça pahalı ve zor olabilir.
Ancak Meksika'daki Tecnológico de Monterrey'de doktora öğrencisi olan Rafael G. González-Acuña sayesinde bu yöntem değişecek. Aylarca süren çalışmalardan sonra, 1949 yılında Wasserman-Wolf problemi olarak ortaya çıkan ve on yıllarca matematikçilerin sınırlarını zorlayan bu probleme analitik bir çözüm sağlayan bir denklem geliştirdi. Eğer matematikten korkuyorsanız resme bakmamanızı tavsiye ediyoruz.
Bu denklem bazılarımız için fizik ve matematik alanında bir kariyerin bize göre olmadığını doğruluyor. Ancak mercek üreticileri için, herhangi bir küresel sapmayı tamamen ortadan kaldıran bir mercek tasarımına yol açacak nitelikte. Objektifin boyutu, yapıldığı malzeme veya ne için kullanılacağı önemli değil. Bu denklem bir merceğin optik olarak mükemmel olacak şekilde tasarlanması için gereken tam sayıları verecek.
Yapılan bu gelişme yalnızca parasıyla tam netliği elde edemeyen fotoğrafçıları sevindirmeyecek. Gelişmiş görüntü netliğinin başka keşiflere yol açabileceği cihazlarda da, mikroskop ve teleskop gibi, bilimsel görüntülemeyi iyileştirecek. Onu da geçtik, ortalama bir tüketici bile González-Acuña’nın çalışmalarından faydalanacaktır. Akıllı telefonlardan bas-çek özellikli kameralara kadar her şeyde daha iyi görüntü kalitesi sunacak. Aynı zamanda şirketlerin daha az uğraştırarak daha basit lensler tasarlamalarına yol açacak. Böylece üretim maliyeti düşecek ve satış fiyatları da orantılı olarak etkilenecek.
