İnsan vücudu, üzerinde yüzlerce yıldır yapılan binlerce araştırmaya rağmen hala bilinmezlerle dolu. Bilim de yönünü her ne kadar artık 'uzaya' çevirmiş gibi görünse de aslında hala ilk sırada kendimizi anlamak var.
2018 de bu anlamda deyim yerindeyse bereketli bir sene oldu ve pek çok yeni şey öğrendik. Bu listemizde 2018'de kendimize dair öğrendiğimiz yeni bilgileri derledik.
İnterstiyum isimli yeni bir organ keşfettik.
İnterstiyum için sıfırdan yeni bir organ keşfi demek doğru olmaz çünkü bu dokunun vücudumuzda var olduğunu zaten biliyorduk. Fakat senelerdir yoğun, birbirine bağlı dokular olarak kabul ettiğimiz yapının aslında "interstisyum" adı verilen bir dizi sıvı dolu bölmelerden oluştuğunu ve vücudun en büyük organlarından biri olduğunu yeni keşfettik.
Babaların da mitokondriyal DNA aktarımı yapabildiği keşfedildi.
İnsanlar olarak şimdiye kadar ebeveynlerden yalnızca annenin çocuğa mitokondriyal DNA aktarımı yaptığına inanıyorduk. Ancak geçtiğimiz ay yapılan yeni bir araştırmayla babaların da bu aktarımı yaptığı ortaya çıktı.
İnsan beyninde bakteri ve mikropların olduğu keşfedildi.
Beyin her zaman için insanın en korunaklı ve en 'hijyenik' yeri olmuştu. Ya da en azından biz öyle olduğunu düşünüyorduk. Ancak yine geçtiğimiz ay sonuçlanan bir araştırmada, insan beyninde yaşayan zararsız mikropların ilk kanıtları bulundu.
Mikroplastiklerin insan vücudunda var olduğu ortaya çıktı.
Geçtiğimiz aylarda Avusturyalı bilim insanları insan vücudunda mikroplastiklerin olduğunu keşfettiler. Boyutları 50 ile 500 mikrometre arasında değişen bu plastiklerin vücudumuza beslenme yoluyla girdiği ve küçük boyutları sebebiyle kana karışmasının bile mümkün olduğu ortaya çıktı.
Kırışıklıkların kalp hastalıklarına işaret edebileceği ortaya çıktı.
Geçtiğimiz aylarda bilim insanları, kırışıklıkları fazla ve derin olan insanların aynı yaş grubunda daha az kırışıklığa sahip olan insanlara göre kalp hastalıklarına yakalanma risklerinin fazla olduğunu keşfetti. Bu durumun neden kaynaklandığı tam olarak bilinmese de erken yaşlanma belirtisi olarak görülen kırışıklığın atardamarlarda da yaşlanma benzeri bir etkisinin olabileceği düşünülüyor.
Bir insanın hayatı boyunca görüp hatırlayabileceği yüzlerin sayısı ölçüldü.
Bir insanın maksimum kaç yüzü hatırlayabileceğine dair ölçümler yapan bilim insanları, bu sayının kişiden kişiye değiştiğini ancak ortalama 5.000 ile 10.000 arasında olduğunu açıkladı.
Rüya görmemize yardım eden genler ortaya çıkarıldı.
Geçtiğimiz ağustos ayında yapılan araştırmalarda, insanların derin uykuya geçmesine ve rüya görmesine yardım eden iki genin olduğu tespit edildi. Chrm 1 ve Chrm 3 olarak adlandırılan bu genleri fareler üzerinde CRISPR teknolojisi kullanarak inceleyen bilim insanları, bu iki genin eksikliğinde REM uykusuna geçilmediğini ve rüya görülmediğini tespit etti.
Bağırsak bakterilerimizin elektrik ürettiği keşfedildi.
Bazı bakteri türlerinin elektrik üretebildiği biliniyordu ancak şimdiye kadar insan vücudunda bağrısaklarda bulunan bakterilerin de elektrik ürettiği keşfedilmemişti.
Yakın arkadaşların düşünce biçimlerinin aynı olduğu keşfedildi.
Nature Communications adlı dergide yayımlanan bir çalışmaya göre yakın arkadaşlar sürekli benzer uyarılanlara şahit oldukları için bir süre sonra düşünce şekilleri ve tepkileri de birbirine benziyor.
Selfielerin suratımızın şeklini bozduğu ortaya çıktı.
Selfie çekerken telefona olan uzaklığın, insan yüzünün şeklini değiştirdiği ortaya çıktı. Örneğin telefonu kendinizden 30 santimetre uzakta tutarak çektiğiniz selfielerde burnunuz olduğundan %30 büyük gözüküyor.
