Uluslararası anlaşmalarla hiçbir devletin bayrağı dalgalanmayan tek kıta Antarktika. Doğası gereği insan yaşamına pek uygun bir yer değil, ancak yıllardır o büyük buzul kıtası üzerinde, donmuş topraklarda 53 farklı ülke araştırma yapıyor. Antarktika’ya gidebilmek için tek şart ise bilimsel araştırma yapacak olmanız. Nadiren de olsa, pahalı turlarla turist olarak bilim ekiplerine ziyarette bulunabiliyorsunuz.
Türkiye, Antarktika’daki araştırmalara danışman olarak destek veren bir ülke. Bir üst seviye olan gözlemcilik statüsüne yükselmek için ana karada bilim üssü açmak ve işletmek gerekiyor. Diğer taraftan bu üssü inşa etme çalışmaları da İTÜ ve TÜBİTAK ortaklığında 2016 yılında başlatıldı. Şimdi ise ikinci bir sefer düzenlenerek artık gözlemci statüsüne geçilmek isteniyor.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ise konu hakkında bir açıklama yaptı:
Özlü, “Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak sadece güvenlik maksadıyla Afrin’de operasyon yürütmüyoruz. Bakın Antartika'ya da operasyon yürütüyoruz. Sessiz sedasız 28 bilim insanı şu anda Antartika’da çalışıyor. Antartika’da bir bilim üssü kuracağız” dedi. Açıkçası bilimsel faaliyet ile askeri operasyonun aynı potada eritilmesi, biraz göze yabancı gelmiyor değil.
Elbette Antarktika’da çalışan ve Türkiye’yi temsilen küresel bilime katkı saplayan bu çabayı ve emeği geçen herkesi ayrı ayrı tebrik etmek gerekiyor. Son 5 yıldır Türkiye’deki bilim kurumları resmi bir şekilde Antarktika’da çalışma yürütüyorlar. Daha önce Stanford Üniversitesi profesörü olarak bölgeye giden Ümran İnan adına bir tepeye isim dahi verildi.
![]()
İTU PolRec ekibinden 3 bilim insanı
Bu açıdan bakıldığında Ümran İnan gibi bilim insanlarımızın, kendi ülkemiz adına çalışma yürütecek konuma gelmeleri sevindirici. Afrin ve Antarktika bir “operasyon” bağlamında aynı anlama gelmeseler de bilimin geliştiğini görmek çok heyecan verici.
Umuyoruz ki Antarktika’daki üssümüz yakın zamanda faaliyete geçer ve Türkiye, dünyanın en gizemli topraklarına sahip Antarktika için sözü geçen ülkelerden birisi haline gelir. Aksi takdirde Ümran İnan gibi beyinler, başka ülkelerin başa üniversiteleri adına bu çalışmaları gerçekleştirecekler.
