Öyle ki, bu, artık hayatımızı derinden etkileyen bir hastalık haline geldi! Peki, 'FOMO' olarak adlandırılan bu hastalık nedir? Şimdi de ona bakalım...
1. Günümüzün neredeyse yarısını telefon kullanarak geçiriyoruz ve gerek sosyal medya hesaplarımız, gerekse internet üzerinden yapacağımız işler dolayısıyla sürekli telefon elimizde dolanıyoruz.
2. Ve esasında hepimiz, artık bir 'sosyal medya bağımlısı' haline geldiğimizi hissediyoruz. Örneğin; yaptığımız bir paylaşımı çok az kişinin beğenmesi bile, bizi mutsuz etmeye yetebiliyor.
3. Dünyada olan biten her şeyi, sosyal medya aracılığıyla anında öğrenebiliyoruz artık. Fakat öte yandan, maalesef; artık çok az gazete, dergi ya da kitap okuyoruz.
4. Gerekçemiz ise şu: "Elimin altında, bana dünyanın her tarafındaki her şeyi gösterebilecek teknolojik bir alet var." Diğer bir deyişle; bütün bir hayatımızı, küçücük bir ekrana sığdırıyoruz.
5. Lakin bu durum uykularımızın kaçmasına, duygusal olarak ani tepkiler vermemize de yol açabiliyor...
6. Şayet sen de, sabah uyanır uyanmaz Facebook, Twitter, Instagram vs. sosyal medya hesaplarına bakmadan güne başlayamıyorsan; gündemden 1 dakika bile uzak kaldığında kendini kötü hissediyorsan ve sürekli ne olup bittiğini merak ediyorsan, 'FOMO' hastalığına yakalanmışsın demektir!.. Ama üzülme, yalnız değilsin. Milyonlar seninle.
7. FOMO (Fear of Missing Out) denilen bu hastalık, 'Gelişmeleri Kaçırma Korkusu' olarak bilinmekte. Yani gündem bağımlılığı. Ki sadece ülke veya dünya gündemi değil, arkadaşların gündemi de.
8. İşin en kötü yanı ise, söz konusu hastalığa yakalanan çoğu insanın 'hasta' olduğunu kabul etmemesi.
9. Çözüm nedir? Çözüm aslında çok basit; kendimize farklı hobiler bulmak ve yeni uğraşlar edinmek.
10. Kısacası: Facebook, Twitter ya da Instagram gibi mecralarda geçirdiğimiz zamanı, çok daha önemli ve yararlı alanlarda kullanabiliriz.
Bir düşünün... Seçim sizin...
