Bilim insanları yeni bir çalışmada ölümün ardındaki "hayatı" incelerken, "çığır açan" bir keşfe de imza attı. Uzmanlar, "Fetal gelişim genleri de dahil olmak üzere yüzlerce genin farklı fonksiyonlarla uyandıklarını" tespit etti.
Bilim insanları, bir kişinin ölümü sonrasında,yaşamak için mücadele veren ve kişiyi ölümden geri getirmek için savaşan bazı genlerin olduğunu keşfetti. Gen ifadesinin işlevsel bir gen araştırmasının sentezinde kullanıldığı bir süreç olduğunu keşfeden bilim insanları, bu gen yapılarının protein açısından fazlasıyla zengin ve geniş, yani konakçıyı hayata döndürmek için gereken donanıma sahip olduğunu söylediler.
Bu ifadeyi biraz daha açalım: Bazı genlerin işlevini görmesi ve ölümden sonra aktivitelerini koruması için muazzam enerji gerekiyor. Çalışma sırasında bilim insanları, zebra balığı ve fareleri incelendi. Ancak bu fenomenin sadece ve sadece insanlarda bulunduğuna şahit oldu.
Washington Üniversitesi ve Alabama Devlet Üniversitesi Profesörü Peter Noble şu ifadeleri kullanıyor:
"Bir organizma ölse bile, tüm hücreler ölü kalmıyor. Hücre tiplerinin yaşam ömrü, gelişim ve aşırı stres toleransı farklı. Bazı hücrelerin canlı kalması ve kendilerini, özellikle kök hücreleri onarmaya çalıştığı gözlemleniyor. Bu genler, çürüyen DNA'nın kaotik davranışından farklı olarak "sarmalama" biçiminde aktivite gösteriyor. "11 Eylül'de ikiz kulelerde olduğu gibi, olayların zaman sırasını inceleyerek bir sistem çökmesi üzerine çok fazla bilgi edinebiliriz. İkiz kulelerin çöküşü düşünün. Bir kerede bir kat, sistematik olarak çöktü ve sonra bu çöküş tüm katları etkiledi. Hücrelerimiz için de aynı durum söz konusu, bazı hücreler ölümü kabullenmek konusunda pek de mülayim değiller."
