Nesneler, olaylar ve fikirler arasında ilişki kurma ve benzerlikleri belirleyebilme soyut düşünme yeteneğinin önemli aşamalarından biridir. Okul öncesi yaştaki çocukların soyut düşünebilme yeteneğine sahip olduğu kabul ediliyordu. Ancak bu yeteneğin bebeklik döneminde gelişmeye başladığını gösteren araştırmalar var. Örneğin birbirinin aynı ve birbirinden farklı oyuncak çiftleri gösterilen 12-19 aylık bebeklerle yapılan bir araştırmada, bebeklerin benzer ve farklı nesneleri tanıyabildiği ve birbirinden ayırabildiği belirlendi.
Bu bağlamda Avrupa kurumlarından gelen bir ekip, 12 ve 19 aylık bebekler üzerinde çalışma yaptılar. Dil öğrenme ve konuşma üretimi yeni başlamış, ancak çok karmaşık cümleler kuramayan bu bebeklere, dinozor ve çiçek gibi farklı objeler tekrar tekrar gösterilecekti. Daha sonra deney kapsamında miniklere, tüm dinozorları toplayan bir bardak animasyonu gösterilmesi ve bir süre sonra çiçeğin ortaya çıkarılması planlandı. Deneyin sonunda, duvar ortadan kalkacak ve ikinci bir dinozor oraya çıkacaktı.
Deney sonucunda, çocuklar neyin yanlış olduğunu söyleyemeseler de, bir şeyin tam olarak doğru olmadığı sonucuna varmışlardı. Göz izleme adı verilen, zihinsel yetenekleri ölçmek için yaygın olarak kullanılan bir teknik ile incelendiğinde, bebekler beklenmedik nesnenin duvarın ardından çıktığı sahnelerde gözleri ile olayın yanlış gittiğini ifade ettiler.
Çalışmaların bir parçası olarak araştırmacılar, bebeklerin mantıksız sonuçları olan animasyonları izleyerek kendilerini zarar verebileceklerinin de altını çizdiler. Bu durumdan anlıyoruz ki, bebekler konuşamasalar, kendilerini tam olarak ifade edemeseler bile olayların ve gidişatın farkındadırlar.
Araştırmacılar, 12 aylık bebeklerin mantıksal akıl yürütme yeteneklerini daha önce belgelememişlerdi. Ancak son yapılan araştırmalar ile birlikte ortaya çıkan sonuçlar oldukça heyecan verici bir girişim olarak görülüyor. Peki siz ne düşünüyorsunuz? Sizce de bebekler konuşamasalar bile, bizi ve olayları algılayabiliyorlar mı?
