Beynimizin uçsuz bucaksız bir yer olduğu ve tam anlamıyla keşfedilmesi yüz yıllar alacağı hepimizce malum. Ancak dur durak bilmeden çalışan bilim insanları, her geçen gün yeni ve ilginç bir bilgiyle karşımıza çıkıyorlar. Bu bağlamda daha öncesinde uyku ile depresyon arasında bir bağın olduğunu ifade eden bilim insanları, şimdilerde bu bağın nörolojik sebebini keşfettiler. Gerekli tedavilerde, daha iyi ve doğru sonuç alınmasını etkileyecek bu keşif ise bilim dünyasını heyecanlandırıyor.
Dorsolateral prefrontal korteks (kısa süreli hafızadan sorumlu), precuneus (benlik düşünceleri ile bağlantılı) ve lateral orbitofrontal korteks (negatif duygularla ilişkili) arasında güçlü bir bağlantı bulan bilim insanları, depresif problemler yaşayan 9,735 kişinin uyku kayıtlarını analiz ettiler. Uyku düzenlerinin bozulduğu bir bölgeye sahip olan deney kişileri, önemli bir keşfin ortaya çıkmasında ise büyük rol oynadılar.
Yüz yıldan fazla süredir depresyon-uyku ilişkisini bilen ancak bu bağın nasıl geliştiğini öngöremeyen bilim insanları, ilk kez iki durumun nasıl bağlantılı olduğunun nöral mekanizma sonuçlarını elde ettiler. Yetersiz uyku kalitesi ile ilişkisinin olduğu gözlenen depresyon, zamanla beyinde nörol bir mekanizma oluşturuyordu. Öte yandan uyku kalitesinin düzene sokulmasının da depresyonun seyrini olumlu etkilediği gözlendi.
Bu noktada şimdiye kadar öğrendiğimiz bilgilere bakacak olursak, depresyonla ilgili sorunları olan kişiler, uykuya dalmaya zorlanmakta veya kısa sürekli uykudan sonra uyanma sorunları yaşamaktadır. Buna ek olarak, az uyuyan insanların da depresyon ve anksiyete riskinin yüksek olduğu anlaşıldı. Konu hakkında süreçlerin yavaş işlediğini ve beynimizin başta da söylediğimiz gibi uçsuz bucaksız bir mecra olduğunu düşünecek olursak, ek bilgilerin gelmesi zaman alacak diyebiliriz.
