Yaklaşık on yıl önce, bilim insanları gökadamızın merkezinden çıkan bir ışıma nedeni ile heyecana kapıldılar ve bazı teorilerde bulundular. Bu ışımanın tahrip edici karanlık maddeden kaynaklanan gama ışını emisyonları olduğuna inandılar. Fakat bunun karanlık maddeyle ilgili olmadığı sadece bir gaz olduğu da düşünülen başka bir teoriydi. Amsterdam Üniversitesi ve Grenoble Alpes Üniversitesi'nden bir takım araştırmacılar, ışığın parıltıyı yansıtan yıldızların sadece bir profili olduğunu gösteren çalışma yayınladı.
Bir yandan bilim insanları nükleer kabarıklıktaki yıldız kültesini izleyen ışıma profili bulduklarını, bunun da üst düzey ışımanın en iyi tanımı olacağını iddia ediyor. Diğer yandan ise karanlık maddenin galaksiye patlayan gama ışınları gönderiyor olması düşünülüyordu. Durum buysa, sonunda karanlık maddeyi sıfırlayabilir ve varlığını ispatlayabilirdik. Fakat bilim insanları Al teknolojisi ile galaktik kabarıklığı (çıkıntıyı) inceleme konusunda adım attı.
Uzayda gama ışınlarının parıltılı alanlarının tam özelliklerini belirleme konusundaki büyük problemi çözmek için Uyarlanmış Kısıtlamalı Şablonlar (SkyFACT) ile Sky Factorization adlı bir dizi özel algoritma oluşturdular. LHC ekibi iyonize kurşun atomlarını ışığın hızına yakınlaştırdı ve ortaya çıkan zany parçacık fiziğini gözlemledi. Bu ilk kez bir atomla yapılmıştı önceki teşebbüslerde proton ve atom çekirdeği kullanıldı. Ekip, gerçek bir atomu başarılı bir şekilde hızlandırırken nihayetinde inanılmaz derecede yüksek yoğunluklu bir gama ışını fabrikasına dönüşebilecekleri zemin hazırladılar.
'Karanlık Madde'nin Olmadığı Bir Galaksi Keşfedildi
Gama ışını deneyi üzerinde çalışan fizikçilerden biri olan Kazuhiro Terao, şunları söyledi: "Bugün, çoğu soruyu yanıtlamamıza yardımcı olabilecek verileri bulmak için makine öğrenimini kullanıyoruz. Bundan on yıl sonra, makine öğrenimi algoritmaları kendi sorularını bağımsız olarak sorabilir. Bilim insanları bir yüzyıldan uzun bir süre önce karanlık maddenin varlığını varsaydılar. Ayrıca Samanyolu'nun kabarıklığı, bugün aradığımız cevap olmadıysa da, onu nasıl tespit edeceğimizi anlamak için her zamankinden daha yakınız. Bu noktada insanlar ve birlikte çalışan makineler demek istiyorum."
