İnsanlığın tarihiyle yaşıt olan aşık olma durumu, yıllardan beridir cevabı merak edilen konulardan bir tanesi. Miami Üniversitesi’nden profesör Berit Brogaard, insanların neden aşık olduğunu bilimsel açıdan ele alarak cevapladı.
Aşık olurken ya da olmak üzereyken devreye ‘kalbimizin’ girdiğini düşünürüz fakat birçok bilim insanı, aşkın tamamen biyokimyasal bir süreçten geçtikten sonra oluştuğunu söylüyor. Yani aşk kalpten ziyade beyinde oluşuyor.
Nöroloji alanında çalışmalar yapan Miami Üniversitesi’nden profesör Berit Brogaard, aşkın oluşmasına neden olan durumları bilimsel bir yaklaşımla ele aldı. Brogaard, aşka çevresel faktörlerin sanıldığından çok daha fazla etki ettiğini belirtiyor. Birçok kimsenin sosyal ortama ayak uydurabilmek adına ilişkiye girdiğini hatta evlendiğini söyleyen Brogaard, bu baskının çoğu zaman insanların fark etmeden aşık olmaya şartlanmasına yol açtığını belirtiyor.
Gizem de ayrı bir faktör
Gizemin aşkı besleyen başka bir unsur olduğunu söyleyen Brogaard, karşı tarafı tanımanın ve aynı hisleri size karşı besleyip beslemediğini bilmemenin insanları aşk konusunda daha da hırslandırdığı görüşünde. Bunun dışında benzer fikir yapılarına sahip insanların da birbirlerine daha çok aşık olma potansiyelini barındırdığını söylüyor.
Saç ve göz rengi, yaş, fiziksel ve psikolojik özelliklerle birlikte sosyal statünün de aşkın yoğun yaşanmasına önemli bir etken olduğunu söyleyen Brogaard, buna da yine beynimizle karar verdiğimizi belirtiyor.
