Teknoloji o kadar gelişti ki günümüzde bilgisayarlar insan zihninin öğrenme, düşünme, sebep sonuç kurma, analiz etme ve karar verme gibi yeteneklerini taklit edebiliyorlar. Bu teknoloji ise bilişsel bilişim olarak adlandırılıyor.
Bilişsel bilişim çoğu zaman makine öğrenimi gibi veri bilimi teknolojileri ile karıştırılabiliyor. Ancak bilişsel bilimi bunun gibi teknolojilerden ayıran nokta, bilişsel bilimin ‘karanlık veri’ adındaki verileri okuyup anlayabilmesidir.
Karanlık veri denilen şey genellikle yapılandırılmamış bilgi olarak bilinir ve diğer veri bilimi teknolojileri tarafından okunamaz. Diğer teknolojilerin bu verileri okuyamamasının yanı sıra dünyada bulunan dijital bilgilerin yüzde sekseni yapılandırılmamış bilgilerden oluştuğu için bilişsel bilişim fazlasıyla önemlidir.
Sonuç olarak birçok veri ile çalışan kurumsal yöneticiler, bilgi yanlılığını önleyebilecek ve veri analizinin hızını ve doğruluğunu artırabilecek yetenekli veri uzmanlarına ihtiyaç duyarlar. Bilişsel teknolojinin ‘düşünme’ yeteneğine rağmen bu tarz işlemler her zaman yetenekli bir operatör gerektirir.
'Bu sistemler insanların akıllarını taklit edebiliyorlardı’ şeklinde düşünebilirsiniz. Evet, bilişsel analiz sistemleri insan zihnini taklit edebilen eleştirel düşünme yeteneklerine sahiptir. Bu sistemler, herhangi bir programlamaya ihtiyaç olmadan bilgiyi analiz edip, öğrenip anlayabiliyorlar. Yine de unutulmaması gereken bir durum var: Bilişsel bilişim insanlara yardım etmek için üretildi, insanların yerini almak için değil.
