Sokakta Dikilip Bina Yıkımı İzlemek Sizi Yavaş Yavaş Öldürebilir! İyi de Neden?

17
2
0
0
0
Yıkılmakta olan bir binanın yakınlarında olmanın sizi yavaş yavaş öldürebileceğini biliyor muydunuz? Gelin bu can sıkıcı olayın tüm detaylarına uzman görüşleriyle birlikte göz atalım.

Bir binanın yıkım anı şüphesiz dikkat çekici bir olay. Koskoca binanın birkaç dakika içinde yerle bir olmasını görmeyi istemiş olabilirsiniz. Ancak tavsiyemiz, bırakın karşısına geçip izlemeyi, bir bina yıkılırken suratınızda bir maske olmadan yakınına bile yaklaşmamanız…

Üstelik tavsiyemiz dediğime bakmayın. Bu öneri aslında bir inşaat mühendisi olan ve aynı zamanda İş Sağlığı ve Güvenliği Federasyonu ve Asbest Söküm Uzmanları Derneği başkanlığını yürüten Mehmet Ensari'den geliyor. Aynı zamanda halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Osman Alparslan Ergör de bu konuda ciddi uyarılarda bulunuyor. Bu önerilerin gerekçeleri ise oldukça büyük bir tehlikeye dayanıyor…

Bahsi geçen konunun gündeme gelmesinin nedeni ne?

Geçtiğimiz günlerde ''Binalarda Asbest Tehlikesi'' konulu bir seminer gerçekleştirildi. Ege Üniversitesi, Asbestos Free Demolition (AFDem), Avrupa Birliği Başkanlığı gibi pek çok kurumun ortaklaşa organize ettiği seminerde halk sağlığını yakından ilgilendiren ve ölümcül bir tehlike olmasına rağmen göz ardı edilen önemli bir konu üzerinde duruldu. Mehmet Ensari ve Osman Alparslar Ergör gibi bu alanda çalışmaları bulunan uzman isimler de seminerde konuşmacı olarak yer aldı.

Geçtiğimiz haftalarda Türkiye'ye söküm için gelecek olan Sao Paulo isimli bir geminin yarattığı gündem ile pek çoklarımızın 'asbest' kelimesini muhtemelen ilk kez duydu. Sağlık üzerindeki korkunç etkileri sebebiyle büyük bir gündem yaratan bu olaya konu olan gemi Türkiye'ye gelmedi. Yani oluşturulan kamuoyu baskısı etkili oldu diyebiliriz. Ancak pek çok uzmana göre asbestin tehlike yarattığı tek yer gemi sökümü değil.

Öncelikle kısaca asbestin ne olduğundan bahsedelim. Asbest aslında doğada bulunan bir mineral. Oldukça dayanıklı olması, bol bulunması ve ucuz olması gibi sayısız gerekçe yüzünden uzunca yıllar aklınıza gelebilecek her alanda sık sık kullanılmış. Bu kullanım alanları arasında evinizdeki bir tencerenin kulbundan çatınızdaki eternit levhalara kadar pek çok şey var. Ancak endüstriyel olarak yaygınlaşmasından ve hayatımıza dahil olmasından çok sonra, aslında bu mineralin kanserojen olduğu keşfedilmiş. Yine uzun yıllar içerisinde de kullanımı pek çok ülkede yasaklanmış.

Asbestin ülkemizde ise üretimi, kullanımı ve piyasa arzı ile asbest içeren eşyaların piyasaya arzı 31 Aralık 2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından yasaklandı. Ancak piyasada asbest içeren pek çok ürünün dolaşımda olduğu biliniyor. Geçmişten bu yana en çok kullanıldığı ve halen hayatımızda olan bir yer ise bina yapımları. 

Dayanıklı ve izolasyon sağlayan yapısı sebebiyle yıllar boyunca binaların yapımında pek çok farklı alanda asbest kullanılmış. İşte bu binalar, günümüzde kentsel dönüşüm projeleri gibi büyük ölçekli projelerle yıkılıyor...

Binaların yıkımı nasıl oluyor da bizi ölüme götürüyor?

Asbesti tehlikeli yapan şeylerin başında lifli ve bir saç telinden bile kat kat ince yapısı geliyor. Bu ince yapılı lifler kolayca havaya karışıp yüzlerce metre sürüklenebiliyor. Ardından soluduğumuz havayla birlikte ciğerlerimize yerleşiyor. İşte bu da ölümcül hastalıklarla sonuçlanan sürecin başlangıcı oluyor.

Bir bina yıkılırken, o binada kullanılan asbest yıkım esnasında oluşan toz bulutu ile havaya karışıyor ve yüzlerce metre genişliğinde alanlara dağılıyor. Uzmanlar bina yıkımı esnasında çıkan toz bulutunun kesinlikle solunmaması gerektiğini vurguluyor. 

Öyle ki, seminerde bu konuya değinen Ensari, sokağımızda, mahallemizde bir bina yıkımı varsa maskesiz dışarı çıkmamamız, o toz bulutunun evimize girişini engellememiz gerektiğine vurgu yaptı. Aynı şekilde halk sağlığı uzmanı Ergör de asbestin sağlığa etkilerinin azımsanmayacak kadar önemli olduğunu, az miktarda solumanın bile çok ciddi sağlık sorunları yarattığını vurguladı.

Asbestin ciğerlere yerleşmesinin en kötü yanlarından biri, oluşabilecek asbestozis gibi ölümcül hastalıkların ve kanserin uzunca yıllar kendini göstermemesi. Özellikle 'mezotelyoma' isimli 'akciğer zarı kanseri' olarak bilinen bir kanser türüne neden olan bu durumda ortaya çıkan hastalığın bir tedavisi bulunmuyor. Bu da kanserin ortaya çıkışını takip eden birkaç ay içerisinde ölümle sonuçlanan vakalara neden oluyor. Asbestozis isimli asbestin ciğerlere yerleşmesi sonucu oluşan hastalık ise 10-20 yıl içinde kendini gösteriyor ve solunumun durmasına varana kadar pek çok ciddi sonucu oluyor.

Asbest genel olarak dahil olduğu endüstrilerde çalışan işçilerin sağlığını tehlikeye atıyor ve bu durumun önüne iş güvenliği uygulamaları ile geçilmeye çalışılıyor. Fakat diğer yandan, bina yıkımları özellikle büyük şehirlerde her an her yerde gerçekleşiyor. Kentsel dönüşüm gibi geniş çaplı projelerde yapım yılları oldukça eskiye dayanan binalar birer birer yıkılıyor. Çıkan toz bulutu ise etrafta yaşayan herkesin sağlığını tehlikeye atıyor. Bu konuda yeterli bilinçlenme olmadığı için durumun önüne de geçilemiyor.

E madem bu kadar tehlikeli, yok mu bunun için alınan bir önlem?

Aslında kağıt üstünde alınan bazı önlemler var. Binalar yıkılmadan önce asbest söküm uzmanları tarafından kontroller gerçekleştirilip binada asbest olup olmadığının tespit edilmesi ve ardından eğer asbest varsa bina yıkımı öncesi söz konusu asbest içeren malzemelerin kontrollü bir şekilde sökülmesi gerekiyor. Bu adımlar için de öncelikle bir rapor hazırlanıp belediyelere sunuluyor. 

Ancak tahmin edeceğiniz üzere bu süreç yürütmeye gelindiğinde işin rengi değişiyor. Sahte raporların düzenlenmesinden binaya gidecek asbest söküm uzmanından önce binalarda bulunan tüm asbestli malzemelerin kontrolsüz bir şekilde çıkarılarak halk sağlığını tehdit edecek şekilde 'depolanması' ya da satılmasına kadar pek çok sorun yaşanıyor. Nihayetinde, bu binalar yıkılırken o asbest havaya karışıyor ve hepimizin ciğerlerine yerleşerek ölüm saçıyor.

Aslında olması gereken, binaların yıkımı esnasında tüm bu süreçlerin uygulanması ve yıkım esnasında tozun havaya karışmasını engellemek için sulama sistemlerinin kullanılması. Ancak ne yazık ki bu sulama sistemleri bile çoğu yıkımda kullanılmıyor.

Peki biz ne yapabiliriz?

Asbest Söküm Uzmanları Derneği, bu konuda yapabileceklerimiz ile ilgili bazı önerilerde bulunuyor. Örneğin çevrenizde bir bina yıkımına denk gelirseniz ve sulama sistemi gibi önlemlerin alınmadığını görürseniz belediyeye ya da CİMER'e şikayette bulunabilirsiniz. Aynı zamanda doğrudan Asbest Söküm Uzmanları Derneği'nin WhatsApp şikayet hattına da durumu iletebilirsiniz.

Asbest konusunu Mehmet Ensari ile konuştuğumuz videomuza henüz izlemediyseniz göz atabilirsiniz

17
2
0
0
0
Emoji İle Tepki Ver
17
2
0
0
0