Bilim kurgu romanları özellikle 50'li yıllarda oldukça mantıklı bir soruya cevap aramaya başladı. Eğer insanlık bir anda yok olmaya başlasaydı ne olurdu? Tabii ki bu konuyu ele alan tüm romanların ve filmlerin muhakkak bir gerekçe senaryosu var ve bu bir hastalık ya da uzaylı istilası olabilir. Ancak önemli olan insanlığın yeniden nasıl yaşama döneceği ve tekrar 'dünyanın hakimi' olmayı başarıp başaramayacağıdır.
Peki böyle bir senaryo, bize nasıl cevaplar veriyor? İnsan nüfusunu yeniden çoğaltma düşüncesi ile ilgili en çok karşılaşılan senaryo ne? Aslında bu sorunun en yaygın cevabı bir tür Adem-Havva miti yaratmak. Yaşanan felaket ne olursa olsun muhakkak br kadın ve bir erkek kurtulmanın yolunu bulup tüm dünya yaşamına yeniden hayat veriyorlar.
Bilim kurgu senaryoları çoğu zaman mantık hataları ile doludur ancak temelde yatan fikir her zaman 'olabilir' dediğimiz bir distopyaya dayanır. Belki de bu yüzde tüm o sorulardan korkarız ve cevaplara inanmayı çok isteriz. Peki bir kadın ve bir erkeğin tüm felaketlerden kurtulup yeniden insanlığı yaratmaya gücü gerçekten yeter mi? İşte bu noktada bir tür kırılma yaşanıyor çünkü aslında bu çokta mümkün değil.
50'li yıllarda işlenen bu konu, üretilen çözüm yolunun ikna edici olmadığının hızla fark edilmesi üzerine büyük bir düşüş yaşadı.80'li yıllarda ise ilgi oldağı olmaktan çıktı ve yerini daha uzaysal konular, robotlar almaya başladı. Ancak son dönemde hem dizi ve filmlerde hem de romanlarda yeniden bu Adem-Havva mitine bir dönüş var ve örneklerini sıkça görüyoruz.
Teknolojinin gelişmesi, insanlığın yok oluştan kurtulup yeniden yaşama dönmesi için tek yolun bir kadın ve bir erkekten ibaret olmadığını ortaya koydu ve şimdi de bu gelişmelere dayanarak bazı yeni senaryolar üretiyorlar. Örneğin o kıyametin geleceğini öngörmüş oluyoruz ve bir grup 'seçkin' insanı başka gezegenlere gönderiyoruz ya da kimsenin bulamayacağı bir yer altı sığınağında yıllarca yaşayıp sonra hazır olduğumuzda dünyayı kurtarmak için o kafesten çıkıyoruz.
Ancak henüz ikna edici bir cevap bulunmuş gibi görünmüyor. İnsanlık tüm felaket senaryolarını görmekte ne kadar iyi olursa olsun, sonunda kendini kurtaracak ve yeniden hayata döndürecek cevaba ulaşmış değil. Yine de romanlar ve filmler durmadan yeni cevaplar ile gelecek gibi duruyor ve biz de merakla beklediğimiz o ikna edici cevabı görmeyi umut edeceğiz.
