Bir Editörün Gözünden: Apple’dan Vazgeçildikten Sonra En Çok Özlenen iPhone Özellikleri

71
18
9
3
3
Apple ya da Google. Bugün bir telefon kullanıcısı olmak, bu iki şirket arasında seçim yapmaya bağlı. Her iki tarafın da birbirinden üstün ya da geri kalan yönleri var. Ancak iPhone’u bırakan birinin gözünden olaylara bakmak, Apple’ın ne denli başarılı işler yaptığını gösteriyor.

Samsung, Huawei ve daha nice Android işletim sistemine sahip akıllı telefon üreticisinin karşısında kendisine has iOS işletim sistemiyle dimdik duran Apple var. Apple’ın yarattığı ekosisteme dahi olan her kullanıcı, sonradan bir geçiş yapmanın oldukça zor olduğu görüşünde. Diğer taraftan fiyatlardan dolayı Android kullanıcılarının sayısında önemli bir artış olduğu da söylenebilir. 

5 yıldan beri iPhone kullanıcısı olan Busisiness Insider editörü Kaylee Fagan, karşı tarafa transfer olmadan önce kullandığı cihazda Apple’a ve iPhone’a has olarak neleri özleyeceğini kaleme aldı. iPhone’nun söz konusu özelliklerine geçmeden önce, tüm bunların Android cephesinde de aslında bir karşılığı olduğundan bahsetti. Ancak Apple’ın kapalı sistemi sayesinde daha özel göründüklerini ve hissettirdiklerini belirtmekte fayda var. 

iMessage, çoğu kullanıcının iPhone’a geçmesinin en büyük nedenlerinden:

2013’te iPhone kullanmaya başalayan Fagan, iMessage uygulamasını önce arkadaşlarının iPhone’larında görüyor. Ardından kısa bir süre sonra iPhone alma kararı verirken iMessage’nin diğer bütün geçiş yapan kullanıcılar gibi tercihinde öneml bir rol oynadığını söylüyor. 

Android cephesindeki arayüzlerin değiştirilememesi ve kullanıcıları harici mesajlaşma uygulamalarına mahrum etmesi durumu son yıllarda aşıldı. Yeni nesil Android’lerin mesajlaşma uygulamalarındaki şıklık, iMessage ile daha kıyaslanabilir bir seviyeye geldi. 

iMessage, aynı zamanda Apple’ın dizüstü serisi olan MacBook’taki yan uygulamayla da entegre çalışıyor. Yani rahatlıkla bilgisayarınızdan SMS gönderebiliyorsunuz. Apple’ın ortak sistem avantajı, en ufak kullanım alanlarından birisi olan SMS servisinde de ortaya çıkmış oluyor. 

FaceTime, görüntülü görüşmenin kralı oldu:

Aslına FaceTime, Skype ve Hangouts gibi Google ve Microsoft desteklere karşı Apple’ın sunduğu bir sistem içi avantajdı. Kısa sürede pek çok insan FaceTime özelliğine sahip olmak için iPhone satın aldı. 2010 yılında çıkan iPhone 4 ile birlikte gelen sistem, rakiplerine göre oldukça sade ve basit bir kullanıma sahipti. Aynı zamanda Facebook gibi dış kaynaklı olmadığı için daha güvenilir bir imaj yarattı. Sadece iPhone kullanıcılarını birbirlerine bağlaması ise bir yerden sonra sıradanlaşmasına neden oldu. 

Apple cihazlarının AirDrop sayesinde artan birlikteliği:

Google Drive, Dropbox ve Yandex gibi sayısız hizmet, tıpkı AirDrop gibi bulut özgürlüğü sunuyor. Verileriniz hizmeti kullandığınız şirketin sunucularında gizleniyor ve hesabınızın açık olduğu her cihazdan o verilere ulaşmak mümkün oluyor. 

Ancak Apple, AirDrop’u kendi cihazları içinde kullandırdığı için oldukça güvenilir bir imaj çiziyor. iCloud hesaplarıyla ilişkili olan bu hizmetin içindeki verilere Apple dışındaki bir cihazdan ulaşmak mümkün değil. Diğer taraftan bir MacBook, bu süreçteki tecrübeyi mükemmel hale getirebiliyor. Çok basit işlevlerle kısa sürede dosya transferi yapılıyor. 

AirDrop’un tek dezavantajı, cihazların Bluetooth bağlantısıyla birbirlerine yakın durmalarının gerekmesi. 

Asıl mesele ve geçiş yapacak birinin yokluğuna alışmakta zorlanacağı şey: Apple ekosistemi

Yukarıda bahsedilen her şey ve bahsi geçmeyen onlarca Apple özelliği, şirketin uzun yıllar kapalı bir sistem kurma çabasının bir ürünü. Kullanıcılar, Android gibi sayısız üreticinin kullanabildiği bir sistem yerine özgün, sınırlı ve özel hissettiren işlere daha çok ilgi duyuyorlar. 

Özellikle cihazların bir arada ve saatinden televizyonuna, tabletinden hoparlörüne kadar uyum içinde aynı komutlarla çalışmaları büyük tercih sebebi. Apple sistemlerinden aniden çıkan ve uzun süre kullanıcısı olmuş kişiler, sudan çıkmış balığa dönerek bir anda teknofobik insanlar olabilirler. 

Nitekim bu birlikteliklerin Android cephesinde de birer karşılıkları var. Hemen hemen her pratik işlem, Andorid cihazlarda da yapılabiliyor. Özellikle Oreo sürümünden sonra Google ekosisteminin etkilerini hissetmeye başladık. 

Kaynak : http://www.businessinsider.com/apple-iphone-transition-imessage-facetime-airdrop-2018-3
71
18
9
3
3
Emoji İle Tepki Ver
71
18
9
3
3