Ağaç dikerek, şehirlerdeki koyu renkli yolları değiştirerek ve evlerimizin çatılarını beyaza boyayarak, şehirdeki sıcaklığı 2 derece kadar düşürebiliriz.
Apartmanların materyallerini değiştirmek, etrafımızdaki bitki miktarını artırmak da şehrimizi bir miktar soğutmamıza yardımcı olmakta.
Nature Climate Change'de yayınlanan araştırmanın yazarlarına göre, kentsel alanlar, kırrsal alanlardan ve denizlerden daha sıcak. Yani küresel ısınma, en çok şehirleri etkiliyor.
Bunun nedeni ise "kentsel ısı adası efekti"nden kaynaklanıyor. Karayolları gibi siyah alanlar ısıyı absorbe ederken, beyaz ve açık renkli alanlar ısıyı yansıtıyor. Fakat şehirleri yeşillendirmek,ısı ve ışığı yansıtacak yüzeyler kullanmak gibi önlemler alınmazsa, küresel ısınmanın şehirler üzerindeki etkisi çok da büyük olacak. Ayrıca sera gazlarının etkisini azaltmak küresel bir önem taşırken, yapı malzemelerini değiştirmek, daha fazla ağaç ve bitki dikme işlemi de doğrudan bir etkiye sahip olacak.
Yazarlar, bu önlemlerin küresel ısınmayı durdurmayacağını vurguluyarak Dünya'nın aşırı ısınmaya başlaması durumunda etkileri hafifletmeye yardımcı olacağını söylüyorlar.
Nature Climate Change'de yayınlanan bir araştırmanın ortak yazarı Sussex Üniversitesi Ekonomi Profesörü Richard Tol, "İnsanlar küresel iklim değişikliği hakkında konuşuyorlar, ancak yerel iklim değişikliği de var. Şehirler, etrafını çevreleyen kırsal alanlardan daha sıcaktır ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini artırır. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin yaklaşık yüzde 60'ı şehirlerde hissedilecek." dedi.
Bu nedenle küresel ısınmanın, ihmal edilen kentler üzerinde etkisi çok büyük. Doğrudan veya dolaylı bir şekilde, bu durumdan diğer kentler de etkileniyor. Uzmanlar, özellikle İngiltere, Yunanistan ve İspanya gibi ülkelerin yapılarının sık sık badana yapılması gerektiğini söylüyor.
Örnek olarak, Londra çevresindeki birçok şehirden 4 derece daha sıcak. Eğer gerekli tedbirleri alınırsa, en basiti çatılarını beyaza boyarlarsa, bu sıcaklık 2 derece daha düşebilir.
Ayrıca yerel ısınmayı sınırlamaya yönelik şehir düzeyinde uyum stratejilerinin dünyanın neredeyse tüm şehirleri için önemli ekonomik net faydalar sağlayacağını görüyoruz. Kısa vadede belediyeler için belli miktap para kaybına denk gelse de, ilerleyen zamanlarda kaybını çok rahat karşılayacaktır ve elbette çevreye olan katkısından bahsetmiyoruz bile.
Sonuç olarak, içinde yaşayabileceğimiz, sahip olduğumuz yalnızca bir tane dünya var. Yapacağımız eylemler ve alacağımız tedbirlerle onu korumak bizim elimizde.
