Dünyamız 4.6 milyar yıldır Güneş etrafında dönen, içerisinde hayatı sunan muhteşem bir gezegen. Yıllardan beri Güneş'in etrafında dönen gezegenimiz, bu süreçte birçok badire atlatmış. Haliyle gezegenimiz her zaman bugünkü görünümünde değilmiş. Alev topu olduğu dönemleri bulunan Dünya, gerek göktaşı gerekse mehtabı ile kendisine renk katan Ay ile yıllar boyunca sürekli dövülmüştür. Bunca yıl boyunca hayatın Dünya'mızda ne zaman başladığı büyük merak konusu olmuştur.
Dünya'da hayatın, okyanusun derinliklerinde tek hücreli canlılarla birlikte başladığı biliniyordu. Daha önce Güney Afrika’da 2.7 - 2.9 milyar yıl önce başladığı düşünülen hayatın yeni bulgularla birlikte çok daha eski tarihlerde başladığı bulundu.
Avustralya’da bulunan yeni bulgular, en eski yaşamın bundan 3.5 milyar yıl önce olduğunu gözler önüne seriyor. Bu da, hayatın bilinenden 580 milyon yıl daha eski olduğunu gösteriyor. Avustralya’daki antik kaplıcalarda bulunan hayat kalıntıları, ilk türlerin 3.5 milyar yıl önce yaşadığını gösteriyor.
1971’de ünlü bilim insanı Darwin, ‘yaşamın’ sıcak bir göletten başladığını söylemişti. Burada bulunan bulgular, Darwin’in sözlerini doğruluyor. Devrim niteliğindeki çalışmanın bilim alanında birçok çalışmayı değiştirmesi bekleniyor. Buradaki bir diğer önemli nokta, ilk canlıların kaplıcalarda yaşaması değil, canlıların düşünülenden çok daha erken bir zamanda karaya çıkmış olabileceğini gösteriyor.
3.48 milyar yıllık kayalarda korunmuş küresel kabarcıklardan bulunan yaşam, uzayda aradığımız canlıya yakın bir yaşam formuydu. Bu durumun Mars'taki kolonileşme çalışmasında önemli hedefler koyacağı düşünülüyor, çünkü Mars’ta da kaplıcalara benzer cisimler bulunuyor. Ufak bir bilgi daha; bu bulgular, Mars’ın kabuğu ile aynı yaşta.
