Bir uçuşun öncesi ve sonrasında sayısız güvenlik aşamasından geçersiniz. Bagajlarınız, valizleriniz, kıyafetleriniz ayrıntılı olarak taranır ve özellikle yurt dışı seyahatlerde kimliğiniz önemli ölçüde sorgulanır. Bu minvaldeki uygulamaların en üst düzeyde yapıldığı yerler ise uluslararası havaalanlarıdır.
Dubai’deki havaalanlarına 2020 yılına kadar toplam 124 milyon insanın gelmesi bekleniyor. Bu nedenle Dubai Uluslararası Havaalanı yönetimi güvenlik önlemlerini arttırmak amacıyla, 80 yüz ve göz tarayıcı ekipmanlarla donatılmış bir tünel kullanmaya başlayacak.
Tünelin içinde bulunan ekranlarda sanal çölleri akvaryumlar ya da reklamlar gösterilecek. Yolcular ise gitmek istedikleri istikamete doğru yürürlerken bu tünellerden geçecekler. Bu esnada içeriden geçen kişinin bütün kimlik bilgileri ve nereden gelip nereye gittiği güvenlik ekiplerine bildirilecek.
Havaalanı yönetimi, son dört yıldır bu teknoloji üzerinde çalıştığını açıkladı. Söz konusu yüz ve göz tarayıcı sensörlerin de tünel içinde ekranların arkasına yerleştirilmesi planlanıyor. Bu sayede yolcular rahatsız edilmeden tüm önlemler alınmış olacak.
Daha önce ABD ordusunun askeri havaalanlarında kullandığı benzer teknolojiyi sivil havaalanlarına da uygulaması bekleniyor. Ayrıca Avustralya’daki havaalanlarının çoğunda yolcular, yüz ve irislerini taratarak pasaport göstermeden ülkeye giriş yapabiliyorlar.
Biyometrik güvenlik önlemlerini yıllar önce çıkan bilim kurgu filmlerinde gördüğümüzde, gerçek olacakları zamanı göremeyeceğimizi düşünürdük. Ancak son 10 yıldır yazılım ve donanım teknolojileri öylesine büyük sıçramalar yaptı ki, artık şaşırmıyoruz.
