Bugüne kadar evrende düz yapıya sahip bir gök cismi keşfedilebilmiş değil. Bunun nedeni, evrenimizin temelinde bulunan dört temel kuvvetten biri olan kütle çekim kuvveti.
Evrenimizdeki her oluşum, kendisini oluşturan atomların arasındaki çekim kuvvetlerini minimuma indirgeyebilmek adına, zamanla bu durum için en iyi olan geometrik şekli alıyor. Farklı evrenlerde farklı durumlar neticesinde bu geometrik şekil farklı oluşabilir; ancak bizim evrenimizde en ideali küre.
Olay bir nevi eylemsizlik yasalarında ve enerjide bitiyor. Çünkü evrenimizdeki her madde, en az enerji harcayacağı halde bulunmak istiyorlar. Küre haline geldiklerinde, birbirlerine çok yakın durdukları için, ideal bir konuma ulaşıyorlar. Hiçbir atom diğerlerinden daha fazla çekilmiyor ve kütle çekim kuvveti, cismin her tarafında eşit hale gelmese bile, elektronlar arasındaki itme kuvvetiyle dengeleniyor.
Bu durumu günlük hayatımızda da sık sık görüyoruz. Örneğin su damlalarını, küre halinde görebiliyoruz. Bunun nedeni su moleküllerinin birbirlerini çekerek, minimum enerji harcayacakları konuma geçmeleri. Passengers'ın ünlü havuz sahnesinde de gördüğümüz üzere, yer çekimsiz ortamda da su birikintileri ne kadar devasa olurlarsa olsun, her defasında mükemmel derecede yuvarlak olan bir küreye dönüşeceklerdir.
İşte tüm olay, atomların birbirlerini çekmeye başlayarak, çekim gücünün elektronların itme kuvvetiyle dengeleneceği ana dek buna devam ederek ideal form olan küreye ulaşmasından ibaret...
