Küresel ısınma, beraberinde pek çok sorunu da getirmiş durumda. Bu sorunların başında da su kıtlığı geliyor. Hayatımızın en temel maddelerinden bir tanesi olan suyun, dünyadaki seviyesinin kritik değerlere inmesi ise başlı başına felaketlerin habercisi.
Dünya Kaynakları Enstitüsü, dünyadaki içilebilir su kaynaklarını baz alarak bir araştırma yaptı. Araştırmanın tamamlanmasıyla birlikte yayımlanan raporsa çok ciddi risklerin olduğunu ortaya koyuyor. Dilerseniz şimdi Dünya Kaynakları Enstitüsü'nün yayımladığı "Su Kıtlığı Riski Listesi"ne yakından bakalım.
Rapora göre dünyanın dörtte birlik kısmı çok ciddi bir su kıtlığıyla karşı karşıya. Konuyla ilgili raporu yayımlayan kurum, bazı ülkelerin tatlı su kaynaklarını adeta sonsuzmuşcasına kullandığını ortaya koyuyor. Bu ülkelerin başında ise İsrail, Lübnan, İran ve Ürdün geliyor.
Dünya Kaynakları Enstitüsü'ne göre özellikle de 27 ülkede su kıtlığı riski yüksek seviyelerde. Bu ülkelerin arasında ise Suudi Arabistan, Hindistan, Türkmenistan ve Pakistan bulunuyor. Bu değerler ülkelerin kişi başına düşen yıllık su rezervinin 700 metreküpün altına düşmesine göre belirleniyor ve eğer bir ülkenin kişine başına düşen yıllık su rezervi 700 metre küpün altına düşerse, o bölgede su kıtlığının yaşandığı kabul ediliyor.
Türkiye ise 164 ülkenin bulunduğu listenin 32. sırasında yer alıyor. Bu da Türkiye'nin önlem almadığı takdirde durumun kritik bir hal alabileceğini ve ülkemizin su kıtlığı tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğini gözler önüne seriyor.
Bilim insanları ve araştırmacılar, konuyla ilgili olarak acilen tedbir alınması gerektiğini düşünüyorlar. Bu bağlamda hükümetlerin alabileceği tedbirler olacağı gibi bizlerin de kendi üzerine düşen bazı sorumluluklar bulunuyor. Hayatımıza katacağımız ufak alışkanlıklar bile su tüketimimizi çok ciddi oranlarda düşürebilir ve bu sayede su kıtlığına karşı bireysel mücadele edebiliriz.