Dünyayı Bulunduğu Çıkmazdan Kurtarabilecek Kaos Teorisi

48
13
5
3
2
Bilim insanları, 2050 yılına kadar "karbon nötr" hale gelmemiz durumunda geri dönülemez noktaya gelme ihtimalimizin yarı yarıya olduğunu söylüyorlar. Bu sonuca ulaşmamız için mucizevi bir keşifte bulunmamız gerektiği gerçeğini göz önüne alırsak durumumuz epey zor. Bu teoriyle bir şeyler değişebilir.

Son dönemde işlerin pek de yolunda gitmediği hepimizin malumu. Karbon salınımı ve küresel ısınma yeryüzündeki yaşamı tehdit etmeye devam ediyor. Binlerce kilometre gidebilen, küçük ve aşırı efektif elektrik motorlarına ihtiyaç duyabiliriz. 

Yeryüzü halkı olarak kıyametin eşiğindeyiz. Birkaç kişinin aç gözlülüğü, geri kalan herkesin iyiliğinin üstünde gibi duruyor. Umudumuz insanların birden davranışlarının değişmesi ya da karbon temelli ürünlerden büyük paralar kazanan baronların elinin uzanamayacağı derecede büyük bilimsel atılımlar.

İnsanoğlu olarak bir şeyi icat etme yöntemimiz az çok belli: Deneme yanılma. Doğada gördüğümüz şeyleri kopyalayıp, tekrar tekrar denememize dayanan bir sistemimiz var. Bu sistem oldukça yavaş. Buradaki soru şu: Neyi test edeceğimizi nereden biliyoruz? Şanslıysak, matematik ve bilim sayesinde kurtulabiliriz. 

Bir şeyi icat etmenin başka bir yolu var mı? Başka türlü öğrenmek mümkün mü? Çok daha hızlı, çok daha etkili şekilde öğrenmenin, doğayla olan mücadelede hile yapmanın bir yolu var mı? 

Öncelikle parametrelerimizi belirlemeliyiz. Teorik olarak muhteşem bir fikir, mühendislik yeteneğimizin ötesindeyse hiçbir anlamı yok. Da Vinci, çağının ilerisinde bir deha olarak helikoptere benzer ilk aracı tasarlamıştı. Mühendislik imkanları bunu gerçeğe dönüştürmeye el vermemişti. İhtiyaç duyduğumuz acil çözüm için parametrelerimizden birisi, yapabileceklerimizin sınırı olmalı. Kaos teorisine göre bir şelaleyi oluşturan moleküller istedikleri yöne gitmekte serbesttir, ancak moleküller arasındaki anlaşılamamış bağlar sebebiyle su, tek bir şekilde hareket eder. Bu bağları taklit edebilecek bir yazılım sistemi oluşturmamız gerekiyor. 

Yeni düşünme sistemimizin iki aşamalı bir sistem olması lazım. Birincisi garip bağları anlayan ve taklit eden, bizim mühendislik becerimizi kendine sınır çizen bir yapay zeka. Bunu yapmak mümkün, büyük veri işleyen akıllı programlar var. Yazılımcılar böyle bir sistemi aylar içerisinde geliştirebilirler. Sorun, ona çözümleri ulaştırmada.

Neyi bulmak istiyoruz? Küresel ısınmaya çözüm bulmak ya da yıldızlararası yolculuğun sırrına erişmek için binlerce yılımız yok. Sistemin, doğanın sırlarını açığa çıkartması işimize epey yarar. 

Sistemin diğer kısmı ise teori üreticisi olmalı. Bir soruna binlerce çözüm bulup, bu çözümleri diğer kısma aktarmalı. Kaos kısmı ise üretemeyeceğimiz bir şey icat etmeye çalışmamaktan sorumlu olacak. Bu sistem, binlerce teoriyi test eden ve deneme yanılma işlemini sanal olarak gerçekleştiren yapay zekalara sahip olmalı. 

Tesla, insanlara "Elektriği havadan iletmek mümkün, kablolar çok da elzem değil." dediğinde kimse ciddiye almamıştı. Şimdi telefonlarımızı kablosuz şarj edebiliyoruz. Uzaydan dünyaya mikrodalga ışınları gönderebiliyoruz. Bu zihniyetteki insaları da bu cüretkar sisteme katarsak ne olur?

Thomas Edison'un ampulü icat etmek için yüzlerce defa sıfırdan başlaması gerekmişti. O bile çeşitli maddeleri yavaş yavaş test eden bir insandı. Bilgisayarlar, bütün teorileri aynı anda test edip sonuçlandırabilir. 

Nobel ödüllü fizikçi Richard Feynman'a göre evrendeki sorunların sayısı sınırlıdır. Pek bilinmeyen bir teoridir ama başlangıç noktası olmak için ideal. Kaos ilkelerini kullanarak yaratacağımız sistemin sorunların çözümüne odaklanmasını sağlayabiliriz. Bu esnada da farklı olasılıkları keşfetmeyi deneyebiliriz. Bu cüretkar sistemin sonraki nesillerin işi olacağını düşünmek mümkün, ancak o kadar zamanımız kalmamış olabilir. 

Kaynak : https://medium.com/datadriveninvestor/the-chaos-theory-that-could-save-the-world-f02dd384e436
48
13
5
3
2
Emoji İle Tepki Ver
48
13
5
3
2