Eğer bir e-ticaret siteniz varsa, sektördeki büyük şirketler ile rekabet içinde olduğunuz için işiniz hiç de kolay olmayacaktır. Eşyalarınızı veya kendi üretiminiz olan bazı şeyleri de satıyor olabilirsiniz; ancak bu durumda da sorun pek değişmeyecektir.
Türkiye'nin 2018'deki E-Ticaret Trendleri Belli Oldu
Bu engeli aşmanın tek yolu sitenizi ziyaret edenler üzerinde güvenilir bir izlenim bırakmak. Bunu başarmak için izlemeniz gereken yolları da sizler için derledik.
Modern ve mobil dostu bir websiteniz olsun
Eğer web sitenizin görünümü çağ dışı veya mobil kullanıma uygun değilse, müşteriler sitenizin yıllar önce yapılmış olduğunu ve işinizle profesyonel biçimde ilgilenmediğinizi düşünebilir. Ayrıca akıcı ve kullanıcı dostu bir tasarım, alışverişi de kolaylaştıracağından müşterilerinizin hoşuna gidecektir.
Sosyal kanıtlar edinin
Sitenizde satışa sunduğunuz bir ürünün sayfasında ürüne dair gerçek kullanıcılar tarafından yazılmış yorumlar veya bırakılan puanlar olması, yaptığınız satışları fazlasıyla artıracaktır. Ancak bu yorumların gerçekten “gerçek” olmasına özen gösterin, saygı kazanmak için sahte hesaplar oluşturarak ürünlere yorum yazmayın; çünkü bu tip yorumlar normal bir kullanıcının yazmayacağı kadar süslü olacaktır veya ister istemez hepsi olumlu ve abartılı olacaktır, bu da yorumun sahte olduğunu zaten belli edecektir.
Müşteri desteğini kolay hale getirin
Çevrimiçi alışverişlerin fiziksel mağazalara kıyasla daha fazla riskle karşı karşıya olduğunu tahmin etmek hiç zor değil. Nitekim sattığınız ürün size ait olan veya olmayan bir depoda paketlenirken veya kargo aşamasında zarar görebilir. Müşteriye istediğinden tamamen farklı bir ürün gönderilebilmesi ihtimali bile mevcut. Bu tür bir durumda müşterinin size yaptığı bir aramayı veya gönderdiği bir e-postayı hızlı bir şekilde yanıtlayın ve sorununu en kısa sürede çözün. Tabii bundan önce, müşterinin iletişim bilgilerinize kolayca ulaşabilmesini de sağlamayı unutmayın.
Bir hikayeniz olsun
E-ticaret sitenizin güvenilirliğini artırmanın bir yolu da şirketinizin bir hikayesinin olması. Daha önce farklı sektörlerde bulunmuş köklü kuruluşların e-ticaret gibi farklı alanlara dahil olduklarında kolayca büyüyebildiklerini biliyoruz. Tabii bunda mevcut sermayelerinin de payı var; ancak tek etken bu değil. Bu tür kuruluşlar uzun yıllardır bir müşteri kitlesi oluşturdukları için müşterileri bu kuruluşların yeni projeleri ile etkileşime girmekten çekinmiyorlar. Eğer köklü bir şirket sahibi değilseniz bu durumda blog gönderileri veya sosyal medya sayfaları devreye giriyor. Eğer şirketinizle ilgili bir süredir blog veya sosyal medya paylaşımları yapıyorsanız, sitenize giren müşteri bir alışveriş yaptığında parasının kime gideceğini bilir; bu da bir güven duygusu oluşturur.
Kesin bir iade politikası geliştirin
30 gün içinde sorgusuz sualsiz iade gibi seçenekler sunmanıza gerek yok -sunsanız iyi olur tabii- ama en önemli husus, iade politikasının net ve keskin sınırlarla belirlenmiş olması. Ayrıca iade politikanızın müşteri için kolay erişilebilir ve anlaşılır olmasını sağlayın; kimse destan gibi yazılmış sözleşmeleri okumak istemeyecektir.
