Bütün dünya, Afrikada’ki Ebola tehdidini zaman zaman unutuyor; ancak bu hastalık, dünyayı kitlesel yok oluşa sürükleyecek kadar kuvvetli. Son salgında, Kongo’da virüsün bulaştığı 46 kişiden 26’sı yaşamını yitirdi, diğerleri henüz tam anlamıyla iyileşebilmiş değil.
Kongo kırsallarından dışarıya çıkmasına engel olunan virüsün, en ufak bir hatada küresel çapta yayılmasını engelleyecek çok da fazla önlem yok. En ufak temasla dahi bulaşabilen virüs için geliştirilen yeni aşı, özel bir teknik olan “halka aşılama tekniği” ile uygulanacak.
Önümüzdeki pazartesi gününden itibaren, ilk olarak Ebola virüsü bulaşmış kişilere yardımcı olan sağlık çalışanları aşı olacaklar. Ardından hastalarla iletişim kuran diğer kişiler ve aile fertleri aşı olacak. Halka bu şekilde genişlemeye devam ederek kolektif bağışıklık sistemi inşa edilecek.
Söz konusu aşı hala deneysel olsa da, olası Ebola salgını çok kötü sonuçlar doğurabilir. Diğer taraftan bu uygulamalar, bir nevi deney niteliği taşıyacak.
İlk örnekleri 2013 yılında Gine’de gözlemlenen Ebola salgını, zamanla bütün Batı Afrika’ya yayıldı, bugüne kadar 11.000’den fazla insanın canını aldı. Bilim insanları hastaların yatırıldığı merkezlerde kullanılmak üzere yeni koruyucu ekipmanlar geliştirdiler.
Tarihin tozlu raflarına elinizi uzattığınızda ise ABD’nin Soğuk Savaş döneminde SSCB tarafından kullanılması muhtemel olan bir biyolojik silaha kadar ulaşıyorsunuz. Bu silah, bugün Ebola virüsü olarak biliniyor ve ABD, 1980’lerden bu yana hastalığa karşı aşı geliştirmeye çalışıyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nün araştırmacıları, Ebolalı hastalarla temas eden kişileri söz konusu aşıyla test etme şansına erişmişlerdi. Nitekim salgın sırasında yeni bir aşıyı denemek, test etmekten çok farklı bir durum.
Eğer yeterli önlemler alınmaz ve alınanlar da işe yaramazsa, dünyadaki bütün insanları tehlikeli bir hastalık bekliyor.
