Bu hafta yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar; ulaşım, ısıtma ve soğutma, tarım ve hayvancılık gibi sektörler başta olmak üzere tüm sektörlerin yenilenebilir enerjiye geçmesi durumunda ne olacağının bir simülasyonunu gerçekleştirdiler. 139 ülkeyi kapsayan ve 20 ayrı bölgede yapılan çalışmalarda araştırmacılar, yenilenebilir enerjiye geçmek için bir yol haritası çıkardılar. Çalışmada, ülkelerin 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjiye geçme oranı ise %80 olarak açıklandı.
Stanford Üniversitesi Enerji Enstitüsü'nden araştırmacılar, “Bu çalışmanın sonuçlarına dayanarak daha güvenli bir şekilde ve düşük maliyetli bir elektrik şebekesi ile tüm dünyanın %100 temiz ve yenilenebilir enerjiye geçmesinin teknik veya ekonomik bir engeli yok. Bu çözüm, küresel ısınmayı ve her yıl dünya genelinde meydana gelen hava kirliliğine bağlı 4 milyon ile 7 milyon arasındaki ölümleri de ciddi oranda azaltacak ve enerji güvenliği sağlayacak” açıklamasında bulundular.
Yapılan bu araştırma, ABD’de yapılan ve aşırı enerjiyi su, buz ve yeraltına depolamayı öneren bu yüzden de oldukça eleştirilen bir makaleye dayanıyor. Araştırmacılar, bu makaleye gelen eleştirileri de göz önüne alarak su, buz veya yeraltına depolanmayan %100 temiz ve yenilenebilir enerjiyi stabilize etmek için farklı çözüm yolları ürettiler.
Yapılan çalışma için araştırmacılar, iki hesaplamalı modelleme programıyla çalıştılar. İlk program, 2050’den 2054’e kadar küresel hava örneklerini öngördü. Bu programla birlikte üretilebilecek yenilenebilir enerji kaynaklarını daha önceden tahmin ettiler. İkinci program ise ilk programdan elde edilen verileri, jeotermal enerji santralleri, gelgit ve dalga cihazları ve hidroelektrik enerji santralleri gibi daha istikrarlı elektrik kaynakları tarafından üretilen enerjileri içeren bir modelle birleştirdi. İki model ile ekip, hem değişken enerji kaynakları ile ne kadar enerji üretebileceğini hem de değişkenlerin talepleri karşılamak için değişken enerjiyi ne kadar iyi dengeleyebileceğini tahmin edebildi.
Bu modellere göre incelenen 139 ülkede elektrik kesintileri yaşanmadı. Rüzgâr, su ve güneş enerjisinin hiç birinde elektrik kesintilerinin yaşanmaması, bu enerji türlerinin stabilitesine atıfta bulunuyor.
Araştırmacılar, yaptıkları bu senaryonun dünyanın şu anki enerji tüketimiyle devam etmesine göre birim başına maliyet, sağlık sorunları ve enerji açısından maliyet dâhil olmak üzere maliyetin dörtte üçünü azaltacağını ortaya çıkardılar.
