Vahşi batı, 19. yüzyılda sıra dışı hikayelerin yaşandığı bir coğrafya. Belki günümüz sinemasından dolayı oradaki bu anlatılar size gerçek gelmeyecekler, ancak böyle bir yer vardı. Ödül avcıları, kızılderililer ve adaletsizliğin kol gezdiği kasabalarıyla pek de tekin bir yer değildi Vahşi Batı.
1824 yılında, ABD’nin Little York bölgesinde dünyaya gelen John Jeremiah Garrison Johnston adında bir adam, öldüğünde “Liver-Eating John” yani “Ciğer Avcısı John” olarak anılacaktı.
Doğduğu Little York bölgesinde çok da uzun süre yaşamayan John, askeri donanmaya kaydolmak için evinden ayrıldı. John bir denizci olarak da çok fazla yaşayamayacaktı, bir subayı kazara vurduktan sonra ordudan kaçtı. O zamanlarda kaçmak ve saklanmak daha kolaydı. Yekilileri atlatmak için ismini John Johnson olarak tanıtmaya başladı, böylece onu soyadıyla arayan herkesten uzaklaşmış oldu.
1.80 boylarında olduğu bilinen John tam bir kas yığınıydı ve anlatılara göre 120 kiloya yakın bir ağırlığı vardı. Kaçtığı köylerde ve kasabalarda, gemi ustalarına odun taşıyarak çalışmaya devam etti. Onun kayda değer gücüne dair söylentilerin ortaya çıkmasındaki en büyük etken yaptığı bu işti.
Montana’nın Alder Gulch bölgesinde yaşarken, aynı bölgede yaşayan Flathead Indian (Düzkafa Kızıldereliler) denilen bir kabiledeki müstakbel eşi olacak kadınla tanıştı. Bu iki insan, birlikte inşa ettikleri küçük bir evde yaşamaya başladılar. Eşi hamile kalınca, John, sonunda kendisi için ideal bir hayat kurduğu inancına sahip olmaya başladı.
Sonra asıl felaket kapıya dayandı. Bu zamana kadar hayata bir türlü uyum sağlayamayan John, artık ona uyum sağlamayan hayatıyla mücadele etmek zorunda kalacaktı. Büyük bir dram yaşandı.
1847 yılında yaşanan olayda John’un eşi öldürüldü. Bir gün evinin hemen dışında olan kadına saldıran bir grup kızılderili, ardından kadını öldürüp içine attıkları evi de yaktılar. O sırada evinde olmayan John, bu büyük trajedi karşısında intikam yemini etti. Cinayetten sorumlu tuttuğu Croe kabilesinin her bir üyesinin izini süreceğini söyleyip duruyordu.
John, sadece Crow kabilesinin her üyesini öldürmekle kalmadı. Kabilenin erkek üyelerinin karaciğerlerini söküp yedi. Bu hareketinde ise kabiledeki hakim inanç büyük rol oynuyordu. Crow kabilesine göre karaciğer, insanın ölümden sonraki yaşama geçmesini sağlayan organdı. John bu inancı bile tarihe gömen bir katliam yapmıştı.
Kabilenin 300’den fazla erkek üyesini öldürdüğü ve hepsinin ciğerini yiyerek, inançlarına göre diğer hayatlarına geçmelerine engel olduğu söyleniyor. Çok vakit geçmeden Ciğer Avcısı John’un ünü diğer kızılderili kabileleri arasında da yayılmaya başladı.
Anlatılara göre John, sonrasında Blackfoot adındaki bir başka kızılderili kabilesi tarafından alıkoyulup kaçırıldı.
Söylentiye göre onun intikam görevini üstlenirken, John, onu kargaya satmayı amaçlayan bir grup Blackfoot Kızılderili savaşçı tarafından kaçırıldı. Onu çırılçıplak soyan kabile üyeleri, John’u deri kayışlarla ağaçlara bağladılar. Amaçları bu cani adamı kargalara yem etmekti, ancak John başında bekleyen nöbetçileri alt etmeden önce bağlı olduğu yerden kurtulmayı başardı. Ormana doğru kaçmadan önce de yere serdiği bir kızıderilinin bacağını kesip yedi.
![]()
Bir grup Crow Kızılderelisi
John kaçarken ona yardımcı olan bir adama bütün hikayesini anlattı. İntikam arayışına başladığı 25 uzun yılın ardından John, Crow kabilesi ile barıştı. Bu ilginç barışın ardında, o dönemde kızılderili kabileleri arasında yükselişe geçen çatışmaların olduğu söyleniyor. Kabileler arası ittifakların bir parçası olan John, 300 üyesini katledip ciğerlerini yediği Crow’un hayatta kalanlarıyla şimdi aynı saflardaydı.
St. Louis kentinde yer alan Birlik Ordusu'nun Company H kolundaki Colorado Süvari Birliği'ne katılan John, yine kendisine yeni bir hayat kurmayı amaçladı. Bu görev ona yeni bir hayat kurduğu Mont isimli bölgenin yardımcı şerifi olma onurunu da getirecekti. 1864 yılında şerif yardımcılığı yaptığı kasaba bugün Red Longe olarak biliniyor.
Hatta orada önce donanma üyesi, sonra bir kaçak, bir inşaatçı, altın avcısı, seyyar viski satıcısı, tur rehberi, bir katil, bir yamyam ve işbirlikçi olan Ciğer Avcısı John’un at sırtında heykeli olan, anıt mezarı bulunuyor:
John’un hikayesi burada da bitmedi. 1974 yılında bir grup araştırmacı, John’un cesedini Los Angeles kentinden Wyoming kentine aldırmak için altı aylık kampanya başlattı. Bu kampnaya başarılı olunca John için bir de tören düzenlendi. Hatta sonralarda Hollywood efsanesi olan ünlü aktör Robert Redford, Jeremiah John adında bir filmde başrol oynayacak ve Ciğer Avcısı John’a hayat verecekti.
