"Facebook ile Giriş Yap" Butonunun Perde Arkası ve Ürkütücü Gerçekler!

37
17
6
5
5
Sosyal medya entegrasyonu konusunda Facebook başı çekiyor. Ancak öyle şeyler olabilir ki; dışı onları içi bizi yakıyor.

Artık bildiğimiz gibi çoğu siteye giriş yapmanın iki yolu var: oluşturduğunuz kayıta ait e-posta adresiniz ve şifrenizi kullanmak ya da "Facebook ile Giriş yap" butonuna basmak. Açıkçası ikincisinin kolaylığı, kullanıcıları en çok cezbeden şey olsa gerek. Netflix, Uber, Spotify, Imgur ve Linkedin gibi popüler sitelerde Facebook giriş düğmelerini uzun zamandır görüyoruz. Fakat firmanın bu konudaki atılımlarıyla bu sitelerin sayısı oldukça arttı.

Facebook her ay yaklaşık 350 milyon kişinin kişisel hesaplarıyla farklı sitelere giriş yaptığını açıkladı. Firmanın müdürlerinden Olga Kuznetsova “Facebook ile Giriş Yap“ düğmesinin tüketici hesabı oluşturma ve oturum açma tercihleri açısından dünyada ilk üç arasında yer aldığını belirtti. Ayrıca ABD pazarındaki ilk 100 uygulamadan 85'ten fazlasının Facebook hesabıyla giriş yapmak için uygun olduğunu sözlerine ekledi.

Düzinelerce Parola yerine bir adet güçlü şifre yetiyor:

Kullanıcılar için kolaylık sağlayan bu durum aynı zamanda bir kişi üzerinde biriken hesap yükünü de azaltıyor. Daha az çevrimiçi kişisel kimlik bilgisi de cabası. Onlarca yerde unutmamak için kolay parola oluşturmak yerine güveli ve zor tek bir Facebook parolası ile daha güvenli erişim sağlayacağı konusunda hemfikir olan bir çok araştırmacı bulunuyor.

Kullanıcılara kimlik yönetimi teknolojisi sunan Gigya firmasının CEO'su Patrick Salyer, kullanıcıların yüzde 70’i kadarının hizmetlere erişmek için sosyal ağlarla giriş seçeneğini tercih ettiğini belirtti. Bunun çok büyük kısmını da Facebook hesapları oluşturuyor.

Sadece rahatlık sağlamadığı yönünde görüşler var:

Evrensel oturum açma yöntemleri işlemleri kolaylık sunmakla kalmıyor, bilet almak ücretli servis sağlayan sitelere giriş yapmayı kolaylaştırıyor. Bir çok ülkede bulunan ücretli ya da ücretsi hizmet veren firmalar, Facebook aracılığı ile giriş seçeneğini getirdikten sonra günlük kayıt sayısında %30 ile %60 arasında arttığını söylüyor. Kısaca büyümek ve daha fazla insana ulaşmak için çalışan firmalar tek bir dokunuşla bunu başarabiliyor.



Öyle ki, araştırmalara göre kullanıcılar artık e-ticaret sitelerinde sosyal hesaplar aracılığıyla giriş özelliğinin olmasını bir işlevsellik kriteri olarak değerlendiriyor. Sosyal hesap düğmelerini göremedikleri zaman durumu oldukça sinir bozucu olarak değerlendiriyor.

Her şey güzel… Peki ya Güvenliğimiz?

Reklamcılık sektörünün en büyük oyuncuları olan Google ve Facebook zaten bizim hakkımızda çok şey biliyor. Gizlilik konusunda araştırma yapan firmaların söylediği de bu. Ziyaret ettiğimiz internet siteleri ne sıklıkla giriş yaptığımızı bildikleri için bu istatistikleri daha iyi hedeflenmiş reklamlar için kullanabilir.



Çünkü bu hizmetten faydalanan internet siteleri, hizmet dolayısında bizden aldığı bilgileri Facebook ile paylaşmak için anlaşma yapıyor ve çoğu kullanıcı bu durumu bilmiyor bile. Bu durum beraberinde gizlilik endişesini de getiriyor. Örneğin: Bir kıyafet alışverişi için giriş yaptığınız siteden hizmet aldıktan sonra Facebook sayfanızda aynı kulvarda hizmet veren bir çok sitenin reklamını görüyorsunuz.

Ufukta beliren büyük rekabet ortamı:

İşte bu noktada korkutan şey ise rekabet. Facebook ve Google’ın başını çektiği sosyal ağ entegrasyonu sayesinde elde edilen kişisel bilgiler, reklam verenlere satılabilir. Rekabette öne geçmek isteyen bir firma daha fazla bilgi paylaşımı yapma doğrultusunda reklam verenle anlaşma yapabilir. Korkmayın reklam endüstirisi bu çapta küresel skandallarla dolu. Bu rekabet ortamından normalde daha iyi izmet alarak faydalanması gereken bizler çok büyük bir ticaretin parçasıyız, inanın.

Özellikle mobil bağlantılar sırasında hizmet almak için bazen konum bilgileriniz istenir. Masum bir istek elbette, konumuzu doğrulamadan alamayacağınız bir çok hizmet var. Başka bir deyişle Türkiye’de bulunuyorken İtalya’nın bir köyündeki yerel bir butiğin reklamlarını görmezsiniz. Reklamını gördüğünüz yerler iki adım uzağınızda olur.

22 ülkedeki 42 operatör (Vodafone, Airtel vb.) devi Mobile Connect adı verilen teknolojiyle hizmet vermeye başladı bile: 3,1 milyondan fazla kişi bu hizmeti kullanıyor. Öncü operatör firmaları yakın zamanda Hindistan’dan başlayarak kullanıcılarına tıpkı Facebook’un yaptığı gibi bir çok platforma telefon numaralarıyla erişim imkanı sunacak. Elbette bu sitelere hattınızın takılı olduğu telefon dışında başka bir cihazdan sizin adınıza erişim yapılması mümkün olmayacak. Bu aynı zamanda Operatörlerin de bilgilerimizi kullanabileceği anlamına geliyor. Elbette özgün ve kibar sözleşmeler aracığıyla bunu yutacağız ya da hizmet almak için yutmak zorunda kalacağız.

Facebook ve Google gibi sosyal medya devlerine yakın zamanda operatör devleri de katılacak ve tek kimlikle binlerce siteye erişim modası tam bir sermaye rekabetine dönüşecek. Facebook’un bu konuda açık ara lider olması yukarıda bahsettiğimiz rekabet kurallarını yerle bir edecek bir faciaya sebep olabilir. 

Kaynak : https://goo.gl/xaH9Z7
37
17
6
5
5
Emoji İle Tepki Ver
37
17
6
5
5