Sosyal medyanın ülkelerin iç karışıklığına ve toplumsal sağlığına ilişkin aldığı önlemler, yetersiz kalıyor. Terör ve bireysel silahlanma destekçiliği, ırkçılık, toplumsal cinsiyet, cinsiyet ayrımcılığı gibi konular şirketlerin başını fena ağrıtıyor. Üstelik bu haber ve reklamların kaynakları, ülkelerin kontrolünde değil. Hal böyle olunca sorumluluk ne sosyal medya kullanıcılarına, ne de ülkelerin yönetimlerine düşüyor.
Facebook’un global politika yönetiminden sorumlu isim Monika Bickert, konu hakkında şu açıklamayı yaptı: "Bu içeriklere karşı sistemler geliştiriyoruz ve daha çok çalışmamız gerektiğini biliyoruz.”
Ancak Facebook, özellikle terör destekçisi kaç içeriğin kaldırıldığını ve sistemin başarısının nasıl sonuçlanacağını net bir şekilde açıklamıyor. Bunun yerine yapay zeka destekli yeni bir filtre sistemi geliştirildiğini ve 27 Kasım itibariyle söz konusu içeriklerin %83’ünün kaldırıldığını belirtiyor.
Özellikle Avrupa ülkelerinden gelen baskılar sonucu Facebook’un terör destekçisi içeriklere karşı olan mücadelesi baskı altında kaldı. Avrupalı yetkililer, teknoloji şirketlerinin ağlarındaki içeriğe karşı daha fazla sorumluluk almaları gerektiğini söylüyorlar.
Sosyal medyadaki terörizmin amacı ne?
Terörist gruplar, propaganda yapmak, yeni üyeler çekmek ve eğitmek, terörist saldırıları kutlamak ve infazları tanıtmak için YouTube, Twitter ve Facebook gibi popüler internet servislerini kullanıyorlar. Ayrıca, iletişim kurmak için mesajlaşma servislerini de kullanmaktan çekinmiyorlar.
Facebook, sözcükleri, görüntüleri ve videoları keşfetmek için sofistike algoritmalar kullanarak bu işin önüne geçmeye çalışsa da, hala o içeriklerin varlığı gözle görülür derecede artıyor. Sırf bu konuyla ilgilenmek için yazılım mühendisleri ve çeşitli alanlarda uzmanlardan oluşan 150’den fazla ekibi bulunuyor.
