Facebook’u Silmek Neden Bu Kadar Zor? İşte Facebook'tan Kopamamanızın 6 Psikolojik Nedeni

22
15
5
3
2
Son dönemlerde bilgi güvenliği sebebi ile birçok Facebook kullanıcısı hesaplarını kapatma kararı aldı. Ancak Facebook’u silen kullanıcılar, bu sosyal platformun eksikliğini yaşadılar. Peki Facebook’tan kopmak neden bu kadar zordu? İşte yaşadığınız durumun 6 psikolojik nedeni.

Facebook bilgi güvenliği sorunu şüphesiz ki son günlere damgasını vuran en büyük gündem konularından biri. Bu noktada olayların gidişatına sinirlenen Facebook kullanıcıları sosyal platformlarda Facebook’un silinmesi için topluluklar oluşturdular. Bazı insanlar Facebook hesaplarını güvenli hale getirerek kullanmak isterken, bazıları da tamamen silme yanlısıydı. Ancak şirket, kullanıcıların Facebook hesaplarını şu an için kapatsalar dahi daha sonra tekrar açacaklarına çok emin. Peki insanlar neden Facebook’tan uzak kalamıyor?

Bu noktada muhtemelen devreye alışkanlıklar ve sosyalleşme ihtiyacı giriyor. Onlarca yıldır yapılan araştırmalar sonucu sosyal medya ile ilişkimizin simbiyotik olduğu ortaya çıktı. Yani insanlar tüketmekten duydukları tatminden hoşlanıyorlardı. Bununla birlikte çevrimiçi medya, kişilerin istekleri doğrultusunda şekil alıyor ve ilgi alanınız doğrultusunda sizin için bir dünya yaratıyordu. Anlayacağınız o ki, sosyal platformlar sizi tatmin edebilmek için düzenlenmiş bir yapı taşlarıydı.

Bu durumda bir adım geri çekilerek bakacak olursak Facebook, Twitter ve Google’da her şey bizim isteklerimiz doğrultusunda ilerledi. Hoşlandığımız şeyleri daha çok görürken, hoşlanmadığımız bizi rahatsız eden görüntülere pek de rastlamadık. İlgimiz doğrultusunda gelişen ve çoğalan içerikler ise bizi tatmin ederek daha çok alışkanlık kazanmamızı sağladı. İşte tüm bu sebeplerden dolayı, tamamen sizin ilginiz üzerine döşenmiş bir dünyanın fişini çekmek bir miktar zor geldi. Yapılan çalışmalar doğrultusunda ise Facebook’tan uzaklaşamamanızın altında yatan 6 sebep vardı. İşte o sebepler.

1. Onaylanma hissiyatı

Birçoğumuz sosyal medyayı özellikle de Facebook’u paylaşım yapmak için kullanıyoruz. Duygularımızı veya yeni aldığımız elbisemizle çekildiğimiz fotoğrafı arkadaşlarımız ile paylaşmaya değer görüyoruz. Bu noktada ise devreye beğenilme duygusu giriyor. Fotoğraf koyduğumuzda gözümüz ister istemez beğeni sayısında veya gelen beğeni bildirimlerinde oluyor. Diğer bir ihtimalde ise doğum günü veya yeni iş tebrikleri var. Kişilere giden bildirimler sayesinde herkes sizin için özel olan durumu görerek sizi tebrik edebiliyor veya onaylıyor. İnsan doğası gereği de bu onaylanma ve beğeni hissiyatı doğru yoldayım izlenimi kazandırıyordu.

2. Fark edilme isteği

Kişiler Facebook’ta yaptıklarını, yediklerini, gezdiklerini ve daha bir sürü olayı paylaşabiliyor. Bu bağlamda gün içinde arkadaşınızın yaptığı iş sunumundan, diğer arkadaşlarınızın düğün fotoğraflarına kadar birçok yaşanmışlığı görebilir, onların hayatlarına sosyal olarak katılabilirsiniz. Yine aynı platform üzerinden arkadaşlarınızın gittiği mitinglere çevrim içi katılabilir veya dinledikleri müzik türünü öğrenebilirsiniz. Bu paylaşımların hepsi, “Ben buradayım” demek için. İnsanlar fark edilmek, belki yedikleri içtikleri veya gezdikleri ortamlar ile fark yaratmak istiyorlar. Belki de bu fark edilme çabası Facebook’u bu denli vazgeçilmez kılıyor.

3. Başkalarını merak etme duygusu

Şu an baktığımızda yaş grubu 70-80 olan bireyler de dâhil olmak üzere birçok kişi Facebook kullanıyor. Eklenen aile bireyleri, komşular, ilkokul arkadaşları veya eski sevgililer hepsi merak unsurunun sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Başkalarının hayatlarını görmek ve fikir edinmek istiyoruz. Bazen bir şey paylaşmadıklarında arayıp hal ve hatırlarını sorabiliyor ya da profillerine göz atıyoruz. Gözetleme ve gözetlenme hissiyatı belki de merak duygusu bizi Facebook’a kelepçeliyor.

4. Tanınma ve sosyalleşme faktörü

Birçok kişi tanıdık tanımadık herkesi bu sosyal platformda dâhil olmak üzere tüm ağlarına ekliyor. Buradaki amaç kişiden kişiye göre değişse de, çoğu zaman tanınma ve sosyalleşme faktörü oluyor. Bu noktada çok fazla arkadaş grubuna sahip olan kişiler, iş arayışlarını paylaşarak alternatif kaynaklar bulabiliyorlar. Aynı durum sadece Facebook için değil, diğer sosyal ağlar için de geçerli. Ancak bu sadece boş bir beklentiden ibaret değil. Yapılan araştırmalar sonucu, Facebook’u aktif kullanan insanların sosyal sermayelerini artırdığı gözlenmiştir.

5. Hitap kitlesini artırma, daha çok insan tarafından dinlenme

Facebook gibi mecralarda daha çok tıklanmak ve daha fazla kişiye söz etmek istiyoruz. Bir taşına çıkıp bağırarak fikrimizi söylemektense, Facebook’a durum güncellemesi yazmak hem daha makul hem de daha kolay bir durum haline geliyor. Fikir paylaşımlarınız sayesinde daha fazla kişi tarafından takip edilebilir ve değer görebilirsiniz. Bunun yanı sıra aldığınız bir ürün hakkında gönderilerin altına yorum yapabilir, sizin gibi düşünen veya düşünmeyen kişileri görebilirsiniz. Hitap kitlesi artırma, sadece sosyal medya üzerinden de olsa insanlar tarafından dinlenme şüphesiz tatmin edici bir durum.

6. Gitmenize asla izin vermeyen algoritmalar

Yazının başında da bahsettiğimiz gibi, Facebook sizin istekleriniz ve beğenileriniz doğrultusunda muhteşem bir dünya yaratır. Bu algoritmalar ile daha keyifli zaman geçirebilir ve muhtemelen kendinizi daha iyi hissedersiniz. Facebook yakanızı öyle kolay kolay bırakmaz. Her şeyi sizin isteğiniz doğrultusunda inşa eden akıllı bir işçidir Facebook.

Şu an için büyük oranlarda kullanıcıyı kaybeden Facebook, yukarıdaki sebeplerden dolayı kullanıcılarını geri kazanacağını düşünüyor. Peki siz konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Facebook’u bırakamamanızın altında yatan diğer psikolojik sebepler neler olabilir?

Kaynak : https://www.sciencealert.com/psychology-rewards-hard-to-delete-facebook-data-privacy
22
15
5
3
2
Emoji İle Tepki Ver
22
15
5
3
2