Facebook, sosyal bir medya olmanın ve insanları birbirine bağlamanın yanı sıra çok büyük geliri olan bir şirket. Hatta firmanın sosyal medya adı altında bir reklam şirketi olduğunu bile düşünebilirsiniz. Mahkemede Mark Zuckerberg’e yöneltilen soruyu hatırlayın. Hâkim “kullanıcılarının uygulama ödemediği bir site nasıl oluyor da bu kadar para kazanıyor?” dediğinde Mark Zuckerberg yalnızca “Sayın yargıç, reklam yayınlıyoruz” cevabını vermişti.
Bazı istisnalar olsa da herhangi bir reklamın Facebook için geçerli olduğunu düşünelim. Peki, Facebook’ta en son ne zaman ilginizi çekme ihtimali olan bir reklam gördünüz? Satın aldığınız bir şey belki de? Çok yüksek ihtimalle pek yakınlarda ya da pek de sık değil. Bu pek bir sorun olmasa da ilginç bir yanı bulunmakta. Hakkınızda pek çok şey bilen bir sitenin size uygun bir reklam verememesi, hatta bazen görmek istemeyeceğiniz bir reklam vermesi fazlasıyla merak uyandırıcı.
Örneğin çocuğunu yeni kaybetmiş yaslı bir anne olduğunuzu düşünün. Nedendir bilinmez, bunu Facebook üzerinden de paylaştınız. Ancak bunlar Facebook’u durdurmak için yeterli olmayabilir çünkü Facebook hala bebek bezi reklamına ihtiyacınız olduğunu düşünebilir.
İngiltere’de yaşayan Anna England-Kerr, bebeği ölü doğmuş bir anneydi. Facebook’ta bunu paylaştığı halde bebek bezi ve biberon reklamlarının bombardımanına maruz kalmıştı. Facebook’a bir mektup yollayıp manşetlere konu alan annenin mesajı çok basit ve açıktı: “Sevgili Facebook, bana bir şeyler satmak konusunda iyileşmen gerekiyor. Kızım Clara bu yıl Ocak ayında ölü doğdu ve hiçbir kelime çektiğim acıyı, çaresizliği ve şoku tarif edemez. Eşim ve ben kusursuz bir destek aldık ancak bana yolladığın reklamlar pek de yardımcı olmuyor.”
Facebook, Anna’ya telefon üzerinde ulaşarak utançlarını dile getirdiklerini açıkladı. Facebook’un konuşmacısı “Bu olay üzerine çalışıyoruz ve ürünümüzün daha iyi hale gelmesini umuyoruz. Reklamları tespit etmesi ve ihtiyaç duyulabilecek reklamları paylaşması için ürüne yatırım yapmaktayız. Anna ile konuşup baş sağlığı ve taziyelerimizi ilettikten sonra bu hatanın ona kattığı ekstra acılardan dolayı ondan özür diledik” dedi.
Anna’nın mektubundaki son satırlar ise “Verilerimi kullanmanızdan mutluluk duyuyorum. Beni ağlatmak için kullanmadığınız sürece…” şeklindeydi.
Facebook, bu yıl fazlasıyla yol kat etti. Reklam üzerine kurulduğu iddia edilen platform bunu bile yapamadığı zaman akıllara “Peki, neyi yapabiliyorsunuz?” sorusu geliyor. Facebook’un konuya daha ciddi şekilde bakması ve kendini daha hızlı geliştirmesi bekleniyor.
