Söz konusu yıldız hakkında bazı gariplikler var, şok edici gezegene verilen isim ise HIP 65426b. Yıldız, Güneş'ten iki kat daha büyük ve 150 kat daha hızlı dönüyor. Ayrıca söz konusu gezegenle arasında, Dünya-Güneş arasındaki mesafenin 100 katı var. Fizik kurallarına göre böyle bir cismin etrafında çoktan toz bulutları oluşmalıydı ve Güneş Sistemi’nin en büyük gezegeni Jüpiter’den 6 ila 12 kat daha büyük gezegenleri olmalıydı. Yıldız sadece 14 milyon yaşında ve Güneş’e göre oldukça genç.
Grenoble Üniversitesi’inden araştırmacı ve keşfin mimarı olarn Gael Chauvin, “Bu genç yıldızın muhtemelen yeni bir gezegen sistemi oluşturmasını izleyeceğiz. HIP 65426b yıldızı şu an bildiğimiz kadarıyla gezegenlerin oluşması için gereken toz diskine sahip değil. Bu durum, keşfettiğimiz sistemin klasik oluşum modellerine aykırı bir şekilde geliştiğini gösteriyor” şeklinde konuştu.
Bu sözler bilim gündemine bomba gibi düşen ilginç bilgiler içeriyor, ancak nihai sonuçlar için ek gözlemler ve simülasyonlar yapmak gerekiyor. Gökbilimcilerin mevcut modellere göre aslında var olmaması gereken bir sistem keşfetmeleri durumu her zaman heyecan verici olabilir ve beraberinde birçok soruyla birlikte sorunu da getirir.
Gezegende su buharı var ancak her yer toz:
Keşifler, bir Güney Amerika ülkesi olan Şili'deki ESO Paranal Gözlemevi'nde yapıldı. HIP 65426b gezegeni, gözlemevinde bulunan SPHERE teleskobu tarafından ilk keşfedilen gezegen olma özelliği taşıyor. Araştırmacılar, gezegeni görüntülediklerinde su buharı ve kırmızı bulutların varlığını keşfettiler.
Araştıranın ortak yazarı Max Planck, "Ötegezegenleri (Güneş Sistemi dışındaki gezgenler) doğrudan görüntülemek hala çok zor, ancak yeni görüntüler, HIP 65426b gibi gezegenler hakkında zengin bilgiler içeriyorlar. Gezegenin aldığı ışık ve atmosferi hakkında doğrudan veri sahibi olabileceğiz” şeklinde konuştu.
Dış gezegenlerin keşifleri, günümüzde sıradan şeyler arasında yer alıyor. Nitekim yapılan bu son keşif, diğerlerinden ayrılmayı başarıyor.
