Güneş Sistemi’nde yer alan gezegenlerin her birinin rengi farklıdır. Bu ise yüzeylerinin ve atmosferlerinin yapısıyla alakalı bir durumdur.
Örneğin Merkür çok ince bir atmosfere sahiptir. Volkanik etkinlikler ve büyük oranda silisyum - demir içeren bileşiklerden oluşan kalın bir kayaç ve toz tabakası ile kaplı olan Merkür, bu sebeple gri renginde görünür.
Atmosferi büyük miktarda karbondioksitten oluşan ve sülfürik asit içeren bulut tabakasıyla kaplı olan Venüs, bu sebeple sarı - turuncu renklerinde görünür.
Dünya’nın yüzeyi %70 oranla su ile kaplıdır. Dolayısıyla daha çok mavi renginde görünen Dünya, bulutların beyaz ve karaların yeşil olması sebebiyle ayrıntılı incelendiğinde bu renklerin de ayrıntılı olarak görüldüğü bir yapıya sahip.
Mars’ın kırmızı ve turuncu renginde görünmesinin sebebi, yüzeyinde demir bileşikler içeren kayaçların ve toz parçacıklarının bulunması.
Jüpiter’in atmosfer yapısında yüksek oranda hidrojen ve helyum bulunur. Aynı zamanda su damlacıkları, su ve amonyak kristalleri de içerir. Yüzeyinin beyaz ve açık sarı renklerde oluşmasının sebebi, bulutların içinde amonyak kristallerin bulunması. Bazı kısımlarının kahverengi - turuncu renginde görünmesinin sebebi ise içinde amonyum hidrosülfür bulunan bulutlardır.
Satürn’ün atmosfer bileşimi, tıpkı Jüpiter’inki gibidir. Fakat gezegeni çevreleyen ve amonyak gazından oluşan bu katman, kırmızı tonlardaki bulutların renklerinin biraz daha soluk görünmesine sebep olur.
Geldik Uranüs’e. Bu gezegenin mavi-yeşil görünmesine sebep olan durum, atmosferinde bulunan metan gazıdır. Bu gaz, 600 nanometre boyutundaki metan ışık tayfını oluşturan diğer dalga boyundaki ışınları geri yansıtır.
Son olarak Neptün’ün parlak mavi renginde olmasını sağlayan etmenin hala ne olduğu tam olarak çözülebilmiş değil fakat buna atmosferinde bulunan bir maddenin sebep olduğu düşünülüyor.
