Geçtiğimiz dönemlerde ölümle sonuçlanan grip hastalığı oldukça yüksek rakamlara ulaştı. Yalnızca 14 Aralık’tan itibaren Amerika Birleşik Devletleri’nde 3,7 milyon hastaya grip teşhisi konuldu, bunlardan 32.000’i hastanelik olurken 1.800’ü ölümle sonuçlandı. Bu veriler, ABD’nin Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri kurumu tarafından açıklandı.
Grip, 2014-2015 döneminde ise yaklaşık 51.000 insanın canını aldı. 2015-2016 döneminde ise yaklaşık 23.000 cana mâl olurken 2016-2017 döneminde yeniden bir artış yaşandı ve 38.000 insan hayatını kaybetti. Ancak artış burada sonlanmadı, 2017-2018 döneminde yaklaşık 61.000 insan grip yüzünden öldü.
Grip nasıl öldürüyor?
Tüm bu verilere bakıldığında bizi oldukça kötü grip dönemlerinin beklediğini söyleyebiliriz. Bu nedenle en kısa sürede grip aşısı olmalı ve tedbirimizi almalıyız. Eğer bağışıklık sisteminizin çok güçlü olduğunu düşünüyor ve gribe karşı dayanabileceğinizi düşünüyorsanız, size gribin insanları nasıl öldürdüğünü anlatalım.
Bu sezon kayıtlara geçen ilk ölüm, 90 yaşındaki bir kadının ölümüydü. Fakat grip yalnızca yaşlı insanları vurmuyor, çok daha genç insanlar da grip enfeksiyonu nedeniyle hayatını kaybedebiliyor. Ancak genç insanların hayatını kaybetmelerinin nedeni zayıf bağışıklık sistemi değil, tam tersine güçlü bağışıklık sistemi olabiliyor.
Bağışıklık sistemi ve süper kahraman filmleri benzerliği:
Bağışıklık sisteminiz davetsiz misafirlerle mücadele etmek için hücre, protein ve çeşitli bileşenlerden bir ordu ortaya çıkarabiliyor. Fakat bu orduların misafirlerle savaşırkenki tavrını Avengers’a benzetebilirsiniz. Avengers savaşırken nasıl binalara zarar veriyorsa bağışıklık sistemi de aynen öyle davranabiliyor.
Bağışıklık sistemi bir düşmanı alt etmeye çalışırken düşman etrafındaki normal dokuları da yok edebiliyor. Örneğin, eğer grip virüsü sizin akciğerinizde saklanıyorsa bağışıklık sisteminiz yalnızca o virüsten kurtulmak için akciğer dokunuzu parçalayabiliyor.
Hatta bağışıklık sisteminiz fazlasıyla tetiklendiği için virüs olmayan noktalara bile ateş açabiliyor. Bu durum da iltihaba ve vücut genelinde zarara yol açabiliyor. Bunun dışında bağışıklık sistemi, belli bir dokunuzu düşman olarak algılayabiliyor ve ona da saldırabiliyor.
Son anlattığımız durum, Guillain-Barr sendromu olarak bilinen durumda meydana geliyor. Bu durumda bağışıklık sistemi sizin çevresel sinir sisteminizi yok etmeye başlıyor. Sonuç olarak yok olan hücreler sizin feçli olmanıza veya nefes alamamanıza kadar uzayabiliyor.
Bağışıklık sistemi zamanla öğrenebilme yeteneğine sahip:
Fakat şimdi bağışıklık sisteminize nefret duymaya başlamayın. Çünkü bağışıklık sistemimiz zamanla öğrenebiliyor. Birçok farklı şeye maruz kalmanız, bağışıklık sisteminizin iyiyi veya kötüyü ayırmasına yardımcı olabiliyor. Elbette böyle bir şey yapmanın en mantıklı yolu ölmeden yapmaktan geçiyor.
İşte bu sebeple aşının faydası da ortaya çıkıyor. Aşı, bağışıklık sisteminize düşmanı, yani grip virüsünü sokuyor. Merak etmeyin, aşıda bulunan virüs size hastalık vermeyecek kadar güçsüzleştiriliyor. Bu sayede bağışıklık sistemi kendini eğitiyor ve nasıl daha verimli ve hızlı tepki verebileceğini öğreniyor.
Fakat bu anlattığımız gribin öldürmek için kullandığı yollardan yalnızca biriydi. Sıkça görülen başka bir sebep de gribin vücudunuzu diğer mikroplara açıyor olması. Grip, ilk dalga görevi görüyor; bağışıklık sisteminizi meşgul ediyor ve yoruyor. Ardından gelen düşman dalgaları hayatınızı elinizden alabiliyor.
Yani grip virüsü aslında fazla güçlü bir virüs değil, ancak akıllı bir virüs denilebilir. Ayrıca gribin soğuk algınlığından çok daha farklı bir durum olduğunu hatırlatmakta fayda var.
