11 Nisan Çarşamba günü dolar, ülkemiz tarihindeki en yüksek seviyesi olan 4.19’u gördü. Gıdadan teknolojiye, akaryakıtlardan dolmuş biletlerine kadar yansıyan bu yükseliş, vatandaşın yurt içindeki alım gücünü önemli ölçüde etkiliyor.
Ancak BBC Türkçe’nin haberine göre değer kaybeden tek para birimi Türk lirası değil. Dünya siyaseti ve geleceği için kritik coğrafyalarda bulunan ve gelişmekte olan bütün ülkelerin paraları değer kaybına uğradı. Gene de yaşanan değer kayıplarının arasında TL’ nin en çok değer kaybeden paralardan birisi olduğu söyleniyor.
Dünya piyasalarındaki ticaret savaşı ve gerçek savaşlar:
Bu konunun ilk sinyallerini teknoloji gündemine yoğunlaştığımız için ABD pazarından ambargo yiyen Çinli firma Huawei de görmüştür. Elbette tablo daha büyüktü ve Trump, ülkesine Çinli firmaların ürünlerini sokmamak adına çok kararlı görünüyordu. Bu durum küresel piyasanın genelinde bir gerginlik yarattı.
Suriye meselesi artık stratejik derinlikten öteye geçen bir durum oldu. Rusya ve ABD, bölgede neredeyse olası bir dünya savaşının eşiğine geldi. Kimyasal silahla saldırı iddiaları, Suriye’ye yönelik dış müdahaleyi de gündeme getirdi. ABD, Suriye’yi vurabileceğini, Rusya atılan füzeleri havada yok edebileceğini açıkladı.
Trump’ın açık bir şekilde Twitter üzerinden “Hazırlan Rusya, füzeler geliyor” demesi, piyasaları da aniden etkiledi. Tüm bu süreçte Türkiye, Suriye’nin en büyük sınır komşularından birisi olarak gerilim hattının tam ortasında bulunuyor.
Türkiye büyüyor fakat enflasyon da artıyor:
Ekonomide “aşırı ısınma” olarak tabir edilen bu durum, hem büyüme oranlarının hem de enflasyonun yükselişte olduğu zamanlar için kullanılıyor. Böyle bir süreçte olduğumuz için piyasanın genelinde bir endişe hakim.
2013’ten bu yana en yüksek büyüme oranını yakaladığımız 2017’nin ardından enflasyonun 10,23 gibi çift haneli rakamlara ulaşması, durumu açıklayacaktır.
Diğer taraftan Türkiye’deki yerli ve yabancı yatırımcılar, Merkez Bankası üzerinde kurulmuş bir siyasi baskıdan dolayı endişeli olduklarını dile getiriyorlar.
