Gezegen 9 olarak bilinen varsayımsal bir cismin Dünya’dan 10 kadar büyük olduğu ve Güneş’ten 700 AU, yani Güneş ile Dünya arasındaki mesafenin 700 katı- uzaklıktaki bir yörüngede dolaştığı tahmin ediliyordu. İddialar gün yüzüne çıktığından beri 9. gezegenin varlığını destekleyen ya da şüphe uyandıran bir çok çalışma yapıldı.
Bu vakte kadar böyle bir gezegenin bu kadar tartışılmasının sebebi, teknolojik yetersizliklerimiz. Artık bir cüce gezegen olan Plüton’un ardında bulunan ve milyonlarca gök cismini barındıran Kuiper Kuşağı ise gözlemlerimizi zorlaştırıyor. Zaten Gezegen 9’un da bu kalabalık içinde bir yerde olabileceği düşünülüyor.
İspanya Madrid'te bulunan Complutense Üniversitesi'nde görevli iki gökbilimciden gelen son çalışma, tartışmalara yeni ve iddialı bir bakış açısı sunuyor. Ekip, geliştirdikleri yeni bir teknikle Gezegen 9’un keşfedilebileceğine inanıyor. Aşırı Trans Neptün Nesneleri, bir başka deyişle TNO’lar olarak adlandırılan ve Güneş'ten minimum 150 AU uzaklıkta bulunan cisimler, ikilinin iddiasına göre yakın zamanda keşfedilecekler.
Dış Güneş Sistemi, gittikçe kalabalıklaşıyor:
Eklip, 28 TNO ve 24 dikkat çeken bölgeyi inceleme altına aldı. Dikkat ettikleri şey, bu iki popülasyonun Güneş'ten belirli mesafelerde kümelenmesi ve bir şeyin etrafında yörüngelenmeleriydi. Yani çekim alanına girdikleri ve kendilerinden çok daha büyük nesnelerin varlığına işaret ediyor gibiydiler. Gözlemlenen bu olayların Güneş Sistem’indeki bir diğer örneği, kuyruklu yıldızları görüngesine toplayan dev gezegen Jüpiter’den başkası değil.
De la Fuente Marcos'un vurguladığı gibi: "TNO'ların dinamik olarakiJüpiter ile etkileşime giren kuyruklu yıldızlara benzediğini varsayarsak, bu sonuçları 300 ila 400 ışık yılları aralığında kendileriyle aktif olarak etkileşime giren bir gezegenin varlığının işareti olarak yorumlayabiliriz. Buradaki kanıtların göz ardı edilemeyeceğine inanıyoruz.”
Söz konusu bulgular, Gezegen 9’un ve hatta Gezegen 10’un varlığı konusunda ikiye bölünen astronomi dünyasını ikna edeceğe benziyor.
