HP'nin Eski Türk Yöneticisi: Türkiye Bir Blok Zinciri Ülkesi Olabilir!

13
6
5
5
1
Blok Zinciri (blockchain) teknolojisi, kripto paraların alt yapısını oluşturan yeni nesil bilgi işlem teknolojisi olarak göze çarpıyor. Geleceğin en büyük bilişim atılımlarından birisi haline geleceğini söyleyen uzmanların arasında Blok Zinciri danışmanı Tayfun Topkoç’un Türkiye özelinde yaptığı açıklamalar dikkat çekici.

2017 yılında tüm dünya, Blok Zinciri adı verilen bir teknolojinin bir anda gündeme gelmesiyle çalkalandı. Bitcoin’in popülerleşmesinin ardından insanlar, bu işin arka planını merak ettiler. 2008 yılında Bitcoin’in altyapısı olarak kurulan Blok Zinciri, farklı kripto para birimleri için o para birimlerine özel olarak inşa edilebiliyor. Bu nedenle yazılımsal kodları açık kaynak şeklinde olan kripto paralar, merkezi bir yere bağlı olmuyorlar. 

Bilgi işlem sistemlerinin gücüne dayalı olarak işleyen Blok Zinciri, karşılıklı şifreleme teknolojisiyle bilişim alanındaki her şeyi, bu zamana kadar mümkün olmayan bir şekilde güvenli bir hale getiriyor. Yani Blok Zinciri’nin tek yansıması kripto paralar değil. Bu teknoloji, bilişimin seyrini değiştiren bir yapıya sahip ve çoğu uzman tarafından geleceğin en önemli buluşları arasında gösteriliyor. 

Örneğin Estonya, milyarlarca dolarlık Blok Zinciri yatırımına sahip bir ülke olarak gücüne güç katmaya devam ediyor. Bu trene ilk binen ülkelerin ekonomik açıdan en çok faydayı elde edeceği belirtiliyor.

Yaklaşık 20 yılı aşkın bir süredir bilişim ve teknoloji dünyasında çalışan, şu an kariyerine Blok Zinciri danışmanı ve kripto para yatırımcısı Tayfun Topkoç, Türkiye’nin söz konusu teknolojiyle yapabileceklerine dikkat çekti. Estonya’nın bu atılımından dolayı elde ettiği konumu geride bırakabileceğimizi söyleyen Topkoç’a göre hiç bir şey için geç kalınmış değil. 

Topkoç, Blok Zinciri teknolojisi hakkında girişim yapmak veya yatırımcı olmak isteyenlere pek çok seminer veriyor. Aynı zamanda kendisinin de uluslararası çapta girişimleri ve yatırımlar var. Kripto paraların Blok Zinciri devriminde çok ufak bir parça olduklarını dile getiren uzman, uyum sağlamayan her sektörün kaybedeceğini vurguluyor.  

Tayfun Topkeç Blok Zinciri’ni şöyle tarif ediyor:

“Her satırıyla, bir önceki satırının doğruluğunu şifrelemeyle güvence altına alan, açık ve dağıtık bir nevi defterdir. Bu defterde yazılanları değiştiremiyorsunuz. Dolayısıyla iki parti arasında gerçekleşen her türlü işlemin kaydını verimli, doğrulanabilir ve kalıcı bir şekilde tutabiliyorsunuz. Sigorta poliçeleri, kira sözleşmeleri, müşteri verileri, aklınıza gelebilecek her kaydın, dağıtık yapının verdiği ‘bozulmama’ güvencesiyle saklanabileceğini düşündüğünüzde blockchain’in dönüştüreceği kavramların ve iş modellerinin sayısında bir sınır olmadığı sonucuna da kolayca ulaşıyorsunuz. Özellikle de merkezi yazılım platformları blockchain’in bu dönüştürücü etkisinin tehdidini enselerinde hissedecek.” 

Peki Estonya ne yaptı da Blok Zinciri konusunda söz sahibi oldu?

Bu teknolojiyi sahiplenmeye başlayan her ülke ya da şirket, gelecekte dünyanın merkezinde yer alacak önemli güçlerden olabilir. Vizyonlar arasında dahil edilmesi konusunda devlet yetkilileri harekete geçerlerse, Estonya gibi önemli bir yatırım merkezi haline gelebiliriz. Topkoç’un Estonya konusundaki açıklamaları ise şöyle:

“Bu ülke muhtemel tahminlerinizin aksine Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Fransa ve Almanya değil. Bu ülke, birçoğumuzun haritada gösterirken zorlanacağı, yolumuz Avrupa’ya düştüğünde kesin görmeliyim demeyi aklımıza getirmeyeceğimiz bir ülke. Güzel renkli bayrağıyla; Estonya” 

Estonya, kamu kuruluşlarının dijital sistemlerine yapılan ciddi bir siber saldırının ardından, siber güvenlik konusunda gözünü yeni yapılara çevirdi. Tayfun Topkoç, “Bu küçük Avrupa ülkesi, blockchain’i bir devlet politikası haline getirdi ve tüm kamu uygulamalarını blockchain ortamına taşıdı. Bugün, vatandaşlık işlemleri bile blockchain altyapısı üzerinden yürüyor. 20 bin kişiye PIN’li, kart okuyuculu yeni blockchain tabanlı kimlik kartlarını dağıttılar. Dünyayı değiştirecek blockchain girişimleri ise işte bu nedenle Estonya’dan çıkacak. Estonya, bu yatırımın karşılığını milyarlarca dolarlık yepyeni bir ekonomi kazanarak alacak” diyor. 

Türkiye’nin 2001 krizinde yaşadığı ekonomik bunalımından sonra finansal teknoloji devrimlerine sahne olmasını, Estonya’nın bir kriz sonrası çözümü Blok Zinciri’nde bulmasına benzeten Topkoç, “Deloitte tarafından yayınlanan bağımsız bir rapor, Estonya’nın e-vatandaşlık programının Estonya’ya ilk üç yıl içerisinde 14,4 milyon avroluk gelir getirdiğini ortaya koyarken, 2025 yılında ise bu miktarın 1,8 milyar avroya ulaşacağını öngörüyor. Bu da programa yatırılan her 1 avrodan 100 avroluk dönüş elde edildiği anlamına geliyor. Estonya bu adımları 2010’da atmaya başladı. Bizse çok daha kısa bir sürede Estonya’yı tahtından edebiliriz” şeklinde görüş iletti. 

“Başta yazılım olmak üzere pek çok alanda Estonya’dakinden çok daha fazla, parlak beyne sahibiz. Bu beyinleri bir araya toplayıp blockchain’e yönelik bir kamu politikası oluşturmak hiç zor değil. Yeter ki hedefi tayin edelim ve yolumuzdan şaşmayalım. En önemlisi de bu alanda dünya çapında girişimlerin temelini oluşturacak yeteneklerin hevesini sürekli olarak besleyecek bir girişimcilik ortamını tesis edelim. Yazılımı yalnızca ERP ve CRM olarak gören yerleşik vizyondan en kısa zamanda kurtulmalı ve odağımızı dünyayı değiştirecek teknolojilere çevirmeliyiz.”

Peki siz Tayfun Topkoç’un bu açıklamarından yola çıkarak neler düşünüyorsunuz? Blok Zinciri (blockchain) hakkındaki görüşleriniz neler? Yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz. 

13
6
5
5
1
Emoji İle Tepki Ver
13
6
5
5
1