Huawei İçin Artık Android’in Apple’ı Diyebilir miyiz?

87
17
9
6
1
Bir Çin atasözü der ki "Eğer en iyisi olmak istiyorsan, öyle davranmalısın", ancak Huawei, hızlı yükselişini sürdürerek Apple olmaktan öteye geçmek istiyor. Şirket, P20 serisiyle fırtınalar estirmeye başladı bile.

Huawei, Çinli alternatif telefon üreticileri arasından son 3 yılda sıyrılan ve dünyanın en çok kullanıcıya sahip 3. firması. Ancak şirket, muhtemel bir ikincilikle ilgilenmiyor. Günden güne devleşen Huawei’nin amacı en iyisi olmak. Çoğu otoriteye göre Mate 10 ve P20 serileriyle piyasadaki en iyi telefonları çıkartan dev şirkete yakından bakıyoruz. 

Huawei, Çin merkezli olsa da artık bir dünya devi oldu. Firmanın kökenleri, rakiplerine kıyasla haberleşme sistemlerine daha yatkın bir gidişat çizdi. Uydular, altyapı sistemleri, modemler ve en sonunda da akıllı telefonlar. Karşısındaki devlerden Apple ise yazılım yönüyle ve Samsung da hemen hemen her alandaki yatırımlarıyla biliniyor.

İlk 3 arasındaki reakbetin en izole tarafı Apple. Şirket, kendine has bir işletim sistemi olan iOS ile birlikte, diğer cihazlarıyla ekosistem kurdu. An itibariyle dünyanın en değerli firması olan Apple’ın yazılım liderliği onu bu günlere getirdi. Ancak hala donanım üretmek konusunda zaafları var. Samsung, ilk üçteki ve tüm dünyadaki en büyük Android üreticisi. O da donanım üretme konusunda Apple kıyasla çok daha iyi. Hatta iPhone X’un ekranlarını üretiyor.

Huawei ise Android işletim sisteminin Samsung’dan sonraki en iddialı temsilcilerinden. Şirketin kamera deneyimi üzerine ürettiği teknolojiler, DSLR makinelerin sonunu getirmeye çok yakın. Zira P20 Pro modelindeki 3 kameralı sistem, bugüne kadar üretilen en iyi iş olarak göze çarpıyor.

Huawei ise ikinci değil, birinci olmak istiyor. Bunu daha yakından anlamak için küresel piyasaya dair birkaç şey söylememiz gerekiyor. Firma en büyük 3. üretici olmasına rağmen ABD’de cihaz satamıyor. Buna rağmen böyle başarılı bir çizgiye ulaşması, diğer dev şirketleri kokutuyor. 

Yılın en iyi telefonları olarak gösterilen P20 ve P20 Pro’nun teknik özellikleri, şirketin zirveye yükselmek için ne denli yatırımlar yaptığının kanıtı olsa gerek. Eğer bir yarışta 1. olmak istiyorsanız, 1. gibi olmanız gerekiyor. Eğer Apple’ı yenmek istiyorsanız, Apple olacaksınız. Hatta belki de daha iyisi için çalışmalısınız.

Diğer taraftan P20 ve P20 Pro’nun ekranındaki çentik, cihazın bariz bir şekilde iPhone X'dan (ya da Essential Phone mu demeliydik? neyse) esinlenmiş olduğunu gösteriyor. Artık kameralar, P10’dakinin aksine dikey ve çıkıntılı bir yapıda bulunuyorlar. iPhone X çizgisine doğrudan bir atak yapıldığı anlaşılıyor. Huawei özentilik yapmaya çalışmıyor, iPhone X ile başlayan farkındalığı sıradanlaştırıyor. Yani herkes yapabilir, biz daha iyisini yaparız demeye getiriyor.   

Takvim yaprakları geriye sarsın, Mate 10’a gidelim:

Henüz 6 aydan daha kısa bir süre önce piyasaya sürülen Mate 10 serisine kıyasla Huawei, stratejisini tamamen farklılaştırmış gibi görünüyor. Mate 10 Pro, tamamen özgün bir tasarımla, eşşiz bir çizgide satışa sunuldu.  

Daha da geriye P serisinin ilk günlerine gittiğimizde, ciddi birer iPhone çakması kıvamında olduklarını görüyoruz. Bu hem teknik hem de estetik açıdan böyleydi. Fakat P20 serisi, Mate 10 tasarımlarını sürdürmeyerek bir adım öne geçmiş oldu. Ayrıca P10 tasarımını sürdürmek yerine, farklı renk seçenekleriyle bir Apple uyarlaması yapıldı. Bu adım, doğrudan hedef göstermektir.

Mate 10 ve P10’dan sonra büyük bir revizyon yaşandı. Örneğin kulaklık girişi Mate 10 Pro’da yokken Mate 10’da vardı. Burada da Apple’ın 3.5 mm’lik kulaklık girişi kaldırma olayına bir gönderme yapıldı.

Bütünüyle Huawei’nin genel stratejisi artık Apple’a doğru ilerliyor. Apple’ın iPhone X’u hala 1000 dolardan alıcı bulurken P20 Pro, günümüzün teknik açıdan en iyi telefonlarından birisi olarak 1105 dolara piyasaya çıktı. Oyun madem yüksek fiyatla kalite algısı yaratmak üzerine kuruluydu, Huawei de aynısını yaptı. 

Hatta baştan sona özel bir tasarım olan Huawei Porsche Design Mate RS, ekrana gömülü parmak izi okuyucusuyla geldi. 512 GB depolama alanı bulunan cihazın etiketi 2576 dolar olarak açıklandı. Doların yükselişi aklınızı gıcıklatmasın, Huawei aynı zamanda yerel de düşünüyor. İşte bu noktada Apple’dan ayrılıyor ve ibresini Samsung’a çeviriyor. Cebe uygun fiyat-performans cihazları üretmeye devam ediyor. P20 serisinin en düşük telefonı P20 Lite, bunun en baba örneklerinden. Dahası Honor isminde yakın zamanda Türkiye’de faaliyet gösteren yan firması da var. Fiyatları da gayet uygun.

Dolayısıyla P20 atağı yüzeysel anlamda ve pazarlama literatürüne göre sadece bir klon üretme girişimi değil. Tam aksine Çin geleneklerinin, yüksek düzeyde bir rekabette yapılması gerekenlerle harmanlanmış hali. Zaten Honor markasının farklı bir etikete sahip olması da bu yüzden. Eğer pahalı cihazlar üretiyorsanız, aynı etikete sahip ucuz cihazlar üretmeniz tüketici gözünde kaygıya neden olacaktır. Bu da Samsung’un yıllardır ikinci olarak kalmasının nedenlerinden. Fakat Samsung seviyor yerini. Apple da ucuz akıllı telefon çıkartmamak konusunda, imaj kaygısı yüzünden hareket edemiyor. 

Huawei P20 Pro, şimdiden iPhone X, Galaxy S9 ve Google Pixel 2 XL gibi cihazlar karşısında verdiği fotoğraf rekabetinde voleyi vurdu. Tüketicilerin en çok etkilendikleri konunun kamera olduğunu düşünürsek, bu büyük bir kazanç. 

Kendi donanımını üreten bir dev olmak:

Apple, bilindiği üzere cihazlarının iç donanımları için farklı firmalarla iş birliği yapıyor. Ana kartlar başka firmada, işlemciler başka firmada, ekranlar da bizzat Samsung’un tesislerinde üretiliyor. Sonrasında tüm bunlar gene bir başka Apple ortağının üretim tesislerinde bir araya getiriliyor. İşte Huawei tam da bu konuda bir adım atarak Apple olmanın da ötesine geçmek istiyor. 

Huawei’nin Kirin 970'i, P20’nin yeni kameraları da dahil olmak üzere şirketin kendi ürünü olan yapay zeka yazılımları ile birlikte çalışıyor. Apple’ın A11 Bionic işlemcisi ise makine öğrenimi konusunda harikalar yaratıyor. Ancak Huawei, kendi ürettiği modemleri kendi işlemcisinin içine dahil ediyor.

Apple ise modem konusunda en son Qualcomm ile bozulan ortaklığından sonra Intel ile anlaşmaya çalışıyor. Yukarıdan bakınca Huawei’nin bütün birimleri tamamen kendi üretimi olan bir işlemci yongasına sahip olduğunu görüyoruz. Yani bu cihazların bir eşi yok.

Huawei, Samsung’un bile yapmaya tereddüt ettiği şeyi yapıyor. Hem özgün tasarımlar ortaya koyuyor, hem de Apple’ın çizgisini taklit ederek yüksek pazardan, müşteri çekmeye çalışıyor. Teknoloji piyasası ise bugüne kadar böyle bir hareket görmedi. İşin pazarlama boyutu ise yıllardır planlanan büyük bir stratejiyi gözler önüne seriyor.

Huawei kesinlikle Apple’ın yerine gözünü dikmiş durumda. Bakalım ona Android’in Apple’ı demek için farklı sebepler de görecek miyiz? Açıkçası firmanın bu benzetmeden bile hoşlanmadığını düşünüyorum.

Kaynak : https://www.androidauthority.com/huawei-apple-android-850167/
87
17
9
6
1
Emoji İle Tepki Ver
87
17
9
6
1