Birçoğumuz daha dün yediğimiz yemeğin ne olduğunu hatırlayamazken hafıza şampiyonlar, pi sayısının binlerce basamağında hangi rakamların bulunduğunu hatırlayabiliyorlar. Onlara eminim birçoğunuz özeniyordur ve ‘keşke onlardaki hatırlama kabiliyetinin 10’da 1’i bende olsaydı’ diye iç geçirmenize sebep oluyorlardır. Fakat yapılan araştırmalar, hafıza şampiyonlarının aslında farklı bir beyne sahip olmadıklarını ortaya çıkarıyor.
Hollanda Radboud Üniversitesi Tıp Merkezi, dünya hafıza şampiyonu olmuş 23 kişinin beynini incelemiş ve birbirlerinden farklı olmadığını görmüşler. Yalnızca beyinlerdeki bağlarda bazı değişiklikler gözlemlenmiş, bu da beyin bölgelerinin birbirleriyle farklı şekillerde iletişim kurdukları anlamına geliyor.
Buradan yola çıkarak sıradan olan 51 kişiyle bir deney gerçekleştiren araştırmacılar, bu kişileri 40 gün boyunca günde 30 dakika çalıştırmışlar. Üzerilerinde bir hafıza tekniğinin kullanıldığı denekler, hafızalarını iki katından daha fazla arttırmayı başarmışlar. Çalışmadan önce 72 kelimelik bir listeden yalnıza 26 kelimeyi hatırlayan denekler, çalışma sonunda bu sayıyı 62’ye çıkarmışlar.
Bu bilgilerden yola çıkarak ikinci bir test yapmaya karar veren araştırmacılar, bu sefer süper hafızalılarla benzer özelliklere sahip olan fakat hafıza konusunda ayrıca bir yeteneği bulunmayan 51 kişiyi 17’şer kişiden oluşan 3 gruba ayırdılar. Gruplardan ikisi farklı stratejilerle diğer grup da herhangi bir stratejiye bağlı kalınmadan eğitildi.
Loci metodu adındaki eğitimi kullanan grubun, diğerlerine oranla çok daha başarılı sonuçlar elde ettiği görüldü. Çalışmadan önce 26 ila 30 arasında kelime hatırlayabilen katılımcılar, 40 günlük çalışmanın ardından fazladan 35 kelime daha hatırlamayı başardılar. Diğer yöntemi kullanan grup çalışma sonunda 11 kelime fazla ezberlerken, herhangi bir teknik kullanmayan grubun fazladan 7 kelime ezberleyebildikleri gözlemlendi.
Stratejik eğitim alan gruptaki bireylerin beyinlerindeki prefrontal lob ve sağ dorsolateral prefrontal loblarında değişiklikler görüldü. Araştırmacı ekipte yer alan Martin Dresler, konuyla ilgili şunları söyledi: “Bu bölgelerdeki bağlantıların etkilenmesi normal. Bu görevler tam olarak bizim katılımcılardan beklediğimiz şeyler.”
