İnsanlığı, insanlardan en uzak alanda temsil etmeye devam eden Voyager 1 uzay aracı, yeni bir özel gününü geçiriyor. 5 Eylül 1977’de dünyadan fırlatılan Voyager 1, tam 40 yıldan beri uzayda süzülerek yeni medeniyetler aramaya devam ediyor. İnsan elinden çıkarak uzayın derinliklerine giden en uzak araç özelliğini elinde barındıran Voyager 1, Güneş Sistemi’nden çıkmadan önce bizden uzakta yer alan Uranüs, Neptün gibi gezegenler hakkında bilgi sahibi olmamızı sağladı.
Olayın buradan sonra biteceğini düşünebilirsiniz, ancak Voyager 1 asla bir gezegen araştırma uydusu olmamıştı. Üzerinde bulunan altın plağı ile binlerce yıl hayatta kalabilecek ve Güneş Sistemi’mizin yerini akıllı medeniyetlere gösterebilecek Voyager 1, 40 yıldan beri bu misyonuna devam ediyor. Bu süreçte Güneş Sistemi’mizi geçerek çok daha uzaklara gitmeye başladı. İlk olarak 25 Ağustos 2012’de yıldızlararası boşluğa geçiş yapan uzay aracı, sürekli uçmaya devam edecek.
Şu anda Güneş Sistemi’nin dışına çıkan tek insan yapımı alet olan Voyager 1, bundan bir kaç yıl sonra Voyager 2’nin de yıldızlararası boşluğa geçmesi ile daha az yalnız olacak. Yine de ikisi farklı yönlerde ilerledikleri için iki uzay aracı hiçbir zaman birbirlerine yaklaşmayacaklar.
(Voyager 1'ın Dünya'dan kalkış yaptığı sırada)
1 Eylül Cuma günü edinilen gelen bilgilere göre Voyager 1 Dünya’dan 20.87 milyar kilometre uzaklıktaydı. Bu oran, gezegenimizin Güneş’e olan uzaklığından 139 kat daha fazla.
(Voyager 1'ın perspektifinden Satürn)
Voyager 1’ın altın plağında insanlık ile ilgili pek çok bilgi yer alıyor. Türkçe dahil dünyanın tüm dillerinde selamlama olmasının yanında müzik de altın plakla birlikte sergilenmeye devam ediyor. Belki de gelecekte Voyager 1’ı bulacak akıllı bir uzaylı türü gezegenimize gelecek ve bizleri yok ederek sömürecekler. Bunları elbette bilemeyiz. Yine de Voyager 1’ın en yakın güneş sistemi olan Alpha Centuri’ye ulaşmasına çok uzun bir zaman var. O yüzden uzaylı ırkı ile buluşma ihtimali biraz düşük gözüküyor.
